11 Haziran 2024 Salı
- sesinakmaz
- 11 Haz 2024
- 3 dakikada okunur
Bu sabah Derin’le bir tartışma yaşadık.
Şaşırtıcı biçimde Serin hepimizden önce uyandı. “Anne Merin’i benim yatağıma koyarsan oyalayabilirim. Sen de biraz daha uyursun.” dedi. Kalbini, düşüncesini sevdiğim kızım. “Uyandım kızım ama çok teşekkür ederim.” dedim.
Ben çamaşır işlerimi hallederken Serin dışarıya koştu. Merakla ne yapacağını izledim. Aslında Derin’in yapmasını plânladığımız işleri yapıyor. Tavuk ve ördeklerin kapısı açıp dışarı çıkardı. Bıldırcın ve civcivlere yem verdi. Eve koşup “Anne yem kalmamış. Hangi kova ördeklerin? Rengini söyle götüreyim!” diye bağırdı. Evde atıklarımızı farklı renklerde kovalara ayırıyoruz. Mavi kova kümes hayvanları için, bakır kova tavşanlar için, pembe kovaya kahve ve çay atıklarını atıyoruz, yeşil kovada ise yumurta kabukları var. Plastik, kağıt, metal gibi atıklarımız maalesef tek yere gittiği için tek bir kovada. Solucanlar için de bazı meyveleri ayırdığımız oluyor. Serin’in bu çabasını hayranlıkla izledim. Bir kaç gündür kümes hayvanlarıyla sabah ve akşam büyük bir ciddiyetle ilgileniyor. Sanırım Derin’e belirli sorumluluklar verip Serin’e vermemekle hata ettim.
Derin Serin’e bakmaya çıktığında tartışmışlar. Serin tavukların suyunu doldurmalıyız demiş. Derin ise gerek olmadığını, gölden içebileceklerini söylemiş. Derin’e çok kızdım çünkü her şeyi tek başıma yapamadığım, yetişemediğim için iş bölümü yapmıştık. Ama yapmadığı her işi ben yapmak zorunda kalıyorum ve çok fazla yoruluyorum. “Anne tavşanları geri mi versek? Bu kadar fidan ekmesek mi?” Çileden çıktım. Daha dün biraz daha tavuk ve bıldırcın almayı teklif etti ama sularını doldurmaya üşenmiş. Bugün de havuza gideriz demiştim ama bu durumda gitmek istemiyorum. Bunun bir cezaya dönüşmesini istemem ama bunca işe tek başıma yetişemediğim için havuza da gitmek istemiyorum, gidemiyorum. Herkes üstüne düşeni yaparsa günün kurtarabiliyoruz. Derin’in özellikle son zamanlarda işletin kolay yolunu bulmaya çalışmasını, kaytardığını gözlemliyorum. Bu hiç hoşuma gitmiyor.
Herkes işini bitirince oyun bozan olmamak için bugün de havuza götürdüm. Aslında sinirlenmekte oldukça yoruldum. Gün geçtikçe bir yerlere gitme, evden uzaklaşma isteğim azalıyor.
Havuzda yabancı bir çift vardı. Çocuklar havuza atladıkça alkışlayıp tebrik ettiler. Havuzda bir iki saat kalmak bile oldukça yoruyor. Eğlenceliydi.
Eve geldiğimizde çocuklardan çöpleri çıkarıp yeni çöp torbaları koymalarını rica ettim. Kendilerine kahvaltı hazırlayıp yediler, dinlendiler. Derin her gün bateri çalışıyor, bir süre matematik soruları çözüyor. Sabah tartışmamıza rağmen dinlendikten sonra dışarı babasının yanına çıkıp, kapının önünde çeşitli sebeplerle oturan insanların muhabbetine katıldı. Sonra da depodan ağ çıkarıp göle atmaya hazırlandığını fark ettim. Çağırıp yapması gereken başka işleri olup olmadığını sordum. Okulsuz hayat konusunda son aylarda fikirlerim çok değişti. Derin’in sırf kolay olduğu için birileriyle muhabbet ettiğini, zaman öldürmek için geçici uğraşlar bulduğunu gözlemliyorum. Balık tutmak istiyorsa yapabilir ama Derin’i tanıyorum. Bunu sırf günü öldürmek için yaptığını anladım. Artık bundan rahatsız oluyorum. Tüm gün ne yapacağına karar veremeden o işten bu işe savruluyor. Ne süreç verimli geçiyor, ne de bir sonuç alıyor. Anlık keyifler peşinde koşmasını doğru bulmuyorum.
Aklıma bugün doktor kontrolüm olduğu geldi. Nisan ayının başında sol ayağımın serçe parmağını kırmışım. Ağrı ve şişliğe rağmen doktora gitmedim. Alçı/ameliyat gerekir diye korktum. Bebekle ve iki çocukla yatma, yürümeme gibi bir seçeneğimin olmadığını düşündüm. Mayıs ayında ayağımı tekrar vurunca doktora gidip parmağımın kırık olduğunu anladım. Doktor bunca zaman kırık bir parmakla beklediğime şaşırarak bir tedavi uygulamıştı. Bugün parmağımın daha iyi olduğu haberini aldım.
Eve dönünce Derin bateri çalışırken kızlar her zaman olduğu gibi dans edip eşlin ettiler. Merin ritim tutup oynuyor, bateri çubuğunu çok seviyor. Serin de bakterinin başına geçti. Siyah tişörtünün altına çiçekli eteğini, onun altına da topuklu ayakkabılarını giymiş. Müzik aletleri çalacağında sahneye çıkacak gibi özenle giyinip hazırlanmasına bayılıyorum. Derin’den çalarken kendisinin videosunu kaydedip Derin’in hocasına göndermesini istedi. Derin’in bateri öğretmeni Serin’i çok yetenekli buluyor ve bu Serin’in çok hoşuna gidiyor.
Salı günleri film günü. Bir kaç haftadır çocuklar Ali’nin önerisiyle başladıkları Young Sheldon dizisini izliyorlar. Aileyi, ilişkilerini kendimize çok yakın buluyor, keyifle izliyoruz.
Bu sırada Ali yemek yaptı. Merin’le ilgilenip oynadı. Yoğurt yedirdi. Merin de Ali’ye kalem yedirmeye çalıştı. Bugünlerde yeni hareketi bu. Eline bir obje alıp ağzımıza sokmaya, sürmeye çalışıyor. Artık birbirlerine alıştıklarını görmek mutluluk sebebim.
Hava kararmadan Merin’le dışarı çıktım, bir kaç saz koparıp sırık hazırladım. Ali’nin malç yapmak için getirttiği otları sermeye çalıştım ama Merin’le çok zor, yapamıyorum. Sıkılıyor. Eskisi gibi kucağımda da durmuyor. Olmuyorsa olmuyor deyip, Merin’in fotoğraflarını çektim. Berber keyifli vakit geçirdik.
Merin’le küvete girdiğimizi görünce Serin de dayanamayıp katıldı. Kızlar küvette banyo yapmayı çok seviyorlar.
Serin tilkisini önce uyuttu, sonra yanına hazırladığı yatağa yatırdı. Yatağın zaten Derin’le ikisine ancak yettiğini söylesem de tilkinin yalnız uyuyamayacağını söyleyip yanına yatırdı. Çocuklar kendi kitaplarını okudular. Merin geç yattığı için kitap okuyamadan bitirdiğimiz böyle bir gündü.
Sesin merhaba, Derin'in günü öldürmesi, oyalanmasıyla ilgili bahsettiğin kısım, "okulsuz" olmasa da oğlumda gözlemlediğim ve çözemediğim bir duruma tam da karşılık geldi; ilgilendiği merak duyduğu şeyleri destekliyoruz hep, kendi yoluna kendi karar veriyor, ama bir taraftan o kadar dağınık bir zihni varki.. Evin kapısından 2-3 tane fikirle giriyor, onlarla uğraşırken legolara, oradan çizgi filme, oradan başka bir fikre ve yatma vakti geldiğinde hiçbiri tamamlanmamış, ilerlememiş gibi oluyor. Bunu da sürecin bir parçası olarak görüyordum, ama artık bir çeşit alışkanlığa dönüştüğünü düşünüp rahatsız oluyorum... Hem yönlendirmek, hem de dikte etmemek istiyorum :) bazen radikal okulsuzlar gibi tamamen koyveresim geliyor. Ortasını nasıl bulacağız? İsimsiz yayınlandı ama Özlem ismim.
“Okulsuz hayat konusunda fikirlerim çok değişti" yazmışsınız, vaktiniz olursa ve tabi mümkünse paylaşır mısınız yeni düşüncelerinizi?
Teşekkürler.