top of page

12 Haziran 2024 Çarşamba

  • sesinakmaz
  • 13 Haz 2024
  • 5 dakikada okunur

Nasıl olduysa Merin bir kaç gecedir 21:00-22:00 arası uyuyor, geç yatıyor. Bugün 9’a doğru uyanmışız. Benim için oldukça geç bir saat ama Derin çoktan kalkmış, günlük işlerini halletmek için dışarı çıkmış. Biz de kızlarla çamaşır işlerini halledip aşağı indik.


Bahçeye çıktık. Çocuklar kümes hayvanlarına bakarken, ben de Merin’i sırtıma bağlayıp bir kaç saz keserim, fidan ekerim diye düşündüm. Merin sırtımda olmaktan hiç memnun olmadı. Çok ağladı. Sadece dört saz kesebildim. Merin’i yanıma çevirip bir iç geçirdim. Hava öyle sıcak ki, kıpkırmızı olup terledik. En sıcak günler geliyor. 45 dereceyi, belki fazlasını göreceğiz. Bir nefes alıp en azından boş bulduğum yerlere yeni fidanlar için çukur açmayı planladım. Sadece beş çukur açtım. Kovaya gübre doldurdum. Beş tane domates fidanını bostana getirdim ama Merin sıcaktan çok bunaldı. Huzursuzlarınca gölgeye geçtim. Olsun dedim kendime. Bu da bir aşama. Eskiden olsa olmuyor diye bırakırdım. Şimdi minik adımlarla ama istikrarlı ilerliyorum. Fidelerin çukurunu açıp, gübreyi hazırlamak, fideleri getirmek bana yetersiz görünse de bir işin bazı bölümlerimi bitirmek demek. Bugünlerde bu farkındalıkla ilerliyorum.


Eve girince Serin kendine yulaf ezmesi yapacağını söyledi. Yapar ama bişeyleri yanlış yapabilir ve o zaman da tüm malzeme çöpe gider. Serin’e eşlik etmem lazım ama Merin’in öyle uykusu geldi ki ağlıyor. Kucağımda Merin’i emzirirken Serin’e yulaf hazırlamasında yardım ettim. Muzları ezmesine yardım etmek, yoğurt çıkarmak, muz kaşığını yoğurda sokmamasını sağlamak, çilekleri yıkamak, yapraklarını kesip doğramak, kararında hurma suyu ve tarçın koyduğundan emin olmak… olağan zamanda çok kolay olan işler Merin kucağımdayken, uyumaya çalışıyorken, emzirirken çok zor. Zorlanırken kendimi sürekli telkin ediyorum. Sonunda Serin tadı muhteşem bir yulaf ezmesi hazırladı.


Merin’i yatırmaya çalıştım ama mümkün değil. Uyanıyor. Her zaman olduğu gibi kucağımda uyumasını sağlayarak kahvemi içerken çocuklara Dünya Tarihi okudum. İlk insanların hayatını okuyup hayal etmeye çalıştık. Derin nasıl bir yaşamları olduğunu tasvir etti. Serin aklına gelenleri söyledi. Bence okul dışında, birebir iletişim içinde öğrenmenin en güzel yanı bu. Konu ne olursa olsun tek taraflı birinden başka birine aktarılmaya çalışılmıyor. Konuyu genelde kimse tam olarak bilmiyor ya da bilinen ve bilinmeyen tarafları var ama kimse öğretici değil. Herkes konu hakkında düşünüyor, görüşlerini söylüyor, anlatmak istediklerini anlatıyor. Birinin ilgisini çekmiyorsa katılmayabiliyor. Genelde herkes aktif, dilediği gibi katılıp, merak konusu belirlediği için keyifle katılıyorlar.


Merin uyanınca Derin ve ben de kendimize yulaf ezmesi hazırlayıp kahvaltı yaptık. Ardından bir süredir gündemimizde olan Antik Mısır resimleri yapmayı önerdim. Derin bir kaç gündür “Anne bize resim yapmayı öğretsen? Ders versen?” gibi şeyler söylüyor. Kendimi onlara ders verecek yeterlilikte görmüyorum. Beni izleyip kendi yollarını bulabileceklerini söyledim. Resim yaparken önerilerde bulunabileceğimi de ekledim. Böylece masaya geçip çalışmaya başladık. Bir çok işim yarım kaldı. Ev işleriyle yapmak istediklerimiz çakışıyor. Artık ev işlerini belli saatlerde yapmayı planlıyorum çünkü asla bitmiyor.


Serin bizi şaşırtan bir çok Mısır resmi yapıp kişilerin isimlerini yazdı. Böylece okuma yazma alıştırması da yapmış oldu. Hatşepsut, Nefertiti, Anubis, Cleopatra gibi isimleri çizdi, hikayeler yarattı. Konuyla ilgili bildikleri bizi oldukça şaşırttı. Zaten Mısır’a ilgi duyan da Serin’di. Derin piramidin içinin resmini yaptı. Daha önce Barış Özcan’ın piramidin içini anlatan bir videosunu izlediğini anlattı. Resimimiz bitince Barış Özcan’ı tekrar izledik. Piramitler gerçekten dünya harikaları. Ben ilk insanları çizdim. Dün de ilk kara tahta çizimimi yapmıştım. Waldorf yaklaşımı gittikçe daha çok ilgimi çekiyor.


Resim ve araştırmalarımıza bugünlük son verdik. Merin tekrar kucağımda uyudu. Merin’le çalışmak oldukça zor. Biz çalışırken sık sık ağlıyor, ilgi talep ediyor. Uyandığında hemen yemek hazırlığına ve mutfağı toplamaya koyuldum. Sıcak azalıp bahçeye çıkmak için uygun saat geldiğinde en azından yemeği hazırlamış olmayı istiyorum. Artık her şeyi büyük bir disiplinle, saatlerle organize ediyorum. Bir şeyin aksaması diğer her şeyi etkiliyor.


Derin bateri çalışırken Ali gelip dün Derin’den sulamasını istediği fidanları neden sulamadığını sorup oldukça sinirlendi. Bugünlerde Derin’e verdiğimiz görevleri yapmadığında ikimiz de sinirleniyoruz. Bunu oturup konuşmalıyız. Derin’in hevesi kaçtı, çalışmayı bıraktı. Dışarı çıkıp sulama, balya taşıma gibi işleri yaptı.


Dışarı çıktığımızda saat 18’i geçmişti ama hava hala sıcaktı. Sabah hazırladığım çukurlara fideleri dikmeden önce sulamak için suyu açtığımda Merin o güzel gülümsemesiyle bana bakıp istekli sesler çıkardı. İstediği bişeye yaklaştığını hissettiğinde böyle yapıyor. O istediği şeyi veremezsem çok üzülüyorum. Tabi bu istediği şeye ve benim bunu yapmaya istekli olup olmadığıma bağlı. Suyla oynamak istediğini anlayıp yere bıraktım. Büyük mutlulukla gülümsedi, oynamaya başladı. O yerde otlar ve suyla oynarken fidelerimi ektim. Serin de suyu görünce mayosunu giyip gelmiş. Merin’i ince toprağın olduğu alana çekti. Oyuna daldılar. Ben de bunu fırsat bilip bir süre önce işe başlayan yeni çalışanımızdan kesmesini rica ettiğim sazları domateslerimin yanlarına sabitledim. İple bağlamaya koyuldum. Ne kadar sürdü bilmiyorum ama ancak kazıkları koyup on tane domates bağlayabildim. Gittikçe alışıyorum.


Bu arada Merin ve Serin sık sık beni kahkahalara boğan bir oyuna daldılar. Merin Serin’in kurduğu oyunları bozduğundan Serin sonunda “Yeter! Bıktım senden. Git artık yanımdan! Seni idare etmekten bıktım!” diye bağırmaya başladı. Bir ara Merin dengesini kaybedip arkasına düştü. Evde olsa ağlayabilirdi. Dışarıda suyla oynayıp çamura bulanmaktan, toprak yemekten öyle memnun ki hiç sesi çıkmadı. Serin kaldırıp sarıldı. Ama yine de bıktığını söyledi. Kahkahalarla ve sevgiyle izledim. Hava kararmadan önce artık yettiğini düşünüp kızları dışarıdaki suda yıkadım. Öyle çok çamur olmuşlar ki, evi kirletmelerini istemedim. İkisi de soğuk sudan titreseler de itiraz etmediler. Merin soğuk sudan titredi, irkildi ama ağlamadı. Küçükken Derin de böyleydi, Serin de.


Eve gelince hemen yemek yedik. Derin matematik çalışacağını söyledi. Bir ara yine babasının verdiği bir görevi yerine getirmek üzere bir yere gidip geldi. Onlar yemek yerken ben de Merin’le küvete girdim. Oynayarak yıkandık. Biz küvetteyken bateri çalınmaya başlandı. Derin sandım ama Serin’miş. Serin piyano dersi alıyor ama bateri de oldukça iyi olduğunu hissediyorum. Küçüklerin büyüklerden öğreniyor, hevesleniyor olması küçük olmanın en güzel tarafı sanırım. Artık Merin’in çok uykusu geldiği için çıkınca zorlukla giydirip yatırdım.


Günlerdir elektrik sorunu yaşıyoruz. Bir çok ev aletim elektrik yüzünden bozuldu. Sonunda Aydem gelip kontrol etti. Köpeğimiz öyle çok havladı ki Merin tekrar ve tekrar uyandı. Elektrikler sıklıkla kesildi. Bu akşam için plânladığımız ukulele dersimi yarına ertelemek zorunda kaldım.


Merin’i uyuturken çocuklar yatağa geldiler. Derin yeni gelen korsan ansiklopedisini okumamı istedi. Serin yine Zeropedia’ya devam etti. 22:30 olduğunda artık yazı yazmak istediğimi söyleyip kitapları kapattım. Beni yazı yazarken izleyerek uyudular. Günlük yazmaya çok önem veriyorum. Kendime bu zamanı ayırabilmek için çocuklara yatma konusunda bir sınır çizmem gerektiğini düşünüyorum. Bir saat yalnız, kendi kafamın içinde kalabilmek şarj olmama yardımcı oluyor.


Çocuklar uyuyunca kalkıp yarın için planlama yapma enerjisi buldum. Kulaklığımı takıp evi düzenlerken Doğan Cüceloğlu’nun Disiplinli Bir Yaşam Nasıl Oluşturulur? adlı Nasuh Mahruki ile yaptığı programını dinledim. Bu günlerde irade ve özdisiplin meselesi sürekli zihnimde dönüyor. Dinlerken çoktandır aklımda olan çalışma masası düzenini hazırladım. Çocukların çalıştığı konuların kitap ve kaynaklarını, kişisel defterlerini, herkesin kendi eşyalarıyla doldurduğu sepetlerini biraz boya ve boş kağıtla masaya yerleştirdim. Kendi not defterlerimi de koyup yerlerimizi hazırladım. Aldığımız yeni kararlarla artık herkesin günlük belli bir süre masa başında çalışacağı ortamın hazır olması için uğraştım. Konuyla ilgili fikirlerimi anlatan detaylı yazıyı Pazar günü bitirmeyi planlıyorum.


İki saat bölünmeden çalıştıktan sonra dişlerimi fırçalarken Merin’in ağladığını duydum. İki saat yalnız kalmak benim için bir rekor ve çok iyi geldi. Merin’i uyuturken yarının planlarını yaparak günü kendim için sonlandırdım.

Son Yazılar

Hepsini Gör
Merin 1 yaşında!

Gece geçe kaldım. Çocuklar uyuyunca çalışma odasına kapanıp yazı yazdım, plan yaptım. Gündüz çocuklarla ve Merin’le yediğim yemeği...

 
 
 

Yorumlar


bottom of page