top of page

23 Haziran 2024 Pazar

  • sesinakmaz
  • 24 Haz 2024
  • 5 dakikada okunur

Bu sabah Derin “Serin tilkisiz uyuyamıyorum dedi ama tilki yere düşmüş.” diyerek yavaşça Serin’in yanına koydu. Serin’i uyandırmamaya çalışarak Derin ve Merin’le odadan çıkıp sabahın rutin işlerine başladık. Derin hokey oynadığını hayal ederek balkonu yıkadı. Merin dışarda olmayı sevdiği için kümese gidip Derin’i izledik. Çocuklar en çok kümesin bıldırcın bölümünü seviyorlar. Bıldırcının biri Serin’in açık bıraktığı kovadaki suya düşmüş. Derin tecrübeli, hemen güneşe koyup “Hiçbir şey olmaz anne. Kuruyunca kendine gelir. Hava sıcak.” dedi. Ördek ve tavuklara bolca yem verdim. Fakat ördekler yemek yemekte sınır tanımıyor, tavuklara bırakmıyorlar. Ördekleri dışarı çıkarıp tavuklara yemeleri için fırsat verdim. Hayvanlara yumurta yemi gibi hazır yemler veriyoruz ama bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Henüz bununla yakın uygun araştırma yapmaya zamanım olmadı. Bir fırsat bulduğumda bu konuda bilgi toplayacağım. Yeni İnsan Yayınevi’nden aldığım Başka Bir Hayvancılık Mümkün kitabını okumakla başlayacağım.


Bu sabah çocuklar havuza gitme sözü verdiğim için Derin sabırsızlıkla Serin’in uyanmasını bekledi. Benim de havuza gitmek isteyip istemediğimi sordu. İstemediğimi, onlar istediği için gittiğimi söyledim. “Anne buna üzüldüm ama gitmek İstiyorum. Sana gitmeyelim diyemem.” dedi. “Oğlum çocuk sahibi olmayı seçerek hayatım boyunca istemediğim şeyleri yapmayı da kabul etmiş oldum. Üzülme. Zorlanmıyorum. İhtiyacınız olan şeyleri yaparken isteksizliğimi unutup durumu kendim için de eğlenceli hale getirmeye çalışıyorum. Anne baba olmak, aile, arkadaş olmak böyle bir şey. Sevdiğin kişi mutlu olunca sen de mutlu oluyorsun.” dedim. Serin uyanınca hemen yola çıktık. Derin çıkmadan önce Serin’in terliklerinin çamurlu olduğunu fark edip söylenerek yıkadı. “Bu terlikleri bir daha bahçede giyme.” dedi. Serin de “Ne giyeyim? Başka terliğim mi var?” diye çıkıştı. Aklıma daha bir kaç sene önce Derin’e yapma dediğimiz halde yeni ve çamura gitmeye uygun olmayan botlarıyla çamura girdiği  günler geldi. Büyümek böyle sıkıcı işte.


Derin havuzda bir uğur böceği buldu. Kuru bir yere koymak için uğraştı. Çocuklarım kendilerini bir uğur böceğinin yerine koyabiliyor, dünyaya onun gözlerinden bakmaya çalışabiliyorsa bir anne olarak endişelenecek pek az şeyim varmış gibi hissediyorum. Havuzda başka gençler de vardı. Ara ara kendimizi diğerlerini izlerken buldum. Hatta Derin öyle odaklanmıştı ki bakmamasını rica ettim. Aslında olması gerektiği gibi genç ve gürültülüydüler. Ama kendilerini sık sık küfürlerle ifade etmelerinden, birbirlerini aşağılamalarından, korkutup tehdit etmelerinden, şakada sınırlarını aşıyor olmalarından rahatsız oldum. İyi niyetli olsalar da çevremde bu tarz insanların varlığından rahatsız oluyorum.


Bugün Pazar. Kahvaltıda fırından hamurişi günü. Simit, poğaça gibi şeyler alıp eve dönerken Serin bir bölüm Young Sheldon izleme izni aldı. Derin’in ısrarıyla ikiye çıkardık. Sanki havuz yeterince keyifli değilmiş gibi bir de ekran keyfi istediler. Bugün Pazar olduğu için göz yumdum. Bizim evde tatil günlerinin bir önemi olmasa da Pazar’ı Pazar gibi yaşamaya çalışıyoruz.


Bugün havuzdayken masada oturan biri yaşlı bir kaç bayan gördüm. Aklıma hemen anneannem geldi ve gözlerim doldu. Anneanneme olan özlemimi birden çok güçlü hissettim, gücü kadar da acı verdi. Eve gelince Ali’ye anlatırken ağlamaya başladım. Buna ihtiyacım vardı. Bir süredir anneannemi düşünmemişim. İnsanlar onları düşünmeyi bıraktığımızda ölürler. Master başvuru projemde bu konuya yer vermiştim. Anneannemi düşünmek, var olduğu günlerin güzelliğini hatırlamak, ardından yokluğunu hissetmek canımı çok yaktı. Beni koşulsuz sevdiğini hissettiğim tek insanın bir daha gelmemek üzere tamamen yok olması katlanılır şey değil. Acı azalmıyor, sadece buna alışıyor insan. Bugün o ızdırabı ilk günkü gibi canlı hissettim. Alışmak insanı hayatta tutan en önemli özellik.


Merin kucağımda sabah uykusuna dalınca ben de Ali ve çocuklarla Young Sheldon izledim. Dizinin hikayesi, aile ilişkileri çok tanıdık. Karakterleri ve yaşanan olayları kendi hayatımıza benzetip izlerken çok eğleniyoruz. Bitince çocuklar Lego Piramit yapmaya devam ettiler. Merin uyanınca yemeğini verdim. Sabah havuzda sonra banyo yapmıştı. Yemekten sonra yine banyoya girdi. Yemeğin ardından öyle kirli oluyor ki mama sandalyesiyle yıkıyorum. Sonra biraz suyla banyoda oynuyor. Çıkınca banyoyu ve mutfağı temizledim. Sürekli işim var modunda gezdiğim için ikinci uykusuna yatmadan Merin’le ilgilenmeye özen gösterdim. Oynadım, sohbet ettim. Çocuklarla da sohbet ettik.


Pazar günleri kendimi çalışma odasına kapatarak yazı ve fotoğraflarımın çıktısını alıp albümlerimi hazırlamayı planlıyordum. İki haftadır yapamıyorum. Bugün de yapamayacağımı görüyorum. Denemekten vazgeçmesem de olmadığında bunu kabullenmeyi seçiyorum. Çünkü çocukların ihtiyaçları karşılanmadığında bedeli ağır oluyor. Günümüzde anne babanın sağlıklı olması için kendine vakit ayırması gerektiği vurgulanıyor. Ben bunu çocuklara rağmen yapmayı doğru bulmuyorum. Yetişkinim. Uykumu alıp, düzgün besleniyorsam, azıcık sessiz anlar yakalayabiliyorsam bu bana yeter. Kendimi regüle edebilmeliyim. Edemiyorsam zorlandığım yerde çalışmalıyım. Kendime doğru çıktığım yolculuk hiç bitmemeli. Çocuklarsız bir günün hayaliyle yaşıyorsam okulsuzluk yoluna girmekte hata etmişim demektir. Ama çocuklar adı üstünde çocuk. İhtiyaçları var ve bir yetişkinin bu ihtiyaçları karşılamaması gerek. Çocuklara yalnız bakmak gerçekten zor ama imkansız değil. Her gün yazıyor, düşünüyor olmamın sebebi sağlıklı bir anne olabilmek için zayıf yanlarımı güçlendirme pratiği yapmak. Olmuyorsa olmuyor. Destek yoksa yok. Çocuklara ihtiyacı olan desteği veren o meşhur köy olsa muhteşem olurdu ama yoksa bunun bedelini çocuklar ödememeli. Bir yetişkin olarak bazı ihtiyaçlarımı öteleyebilmeli, askıya alabilmeliyim. “Benim ihtiyaçlarım ne olacak?” diyen yetişkinlere “Çocuk sahibi olmadan önce düşünecektin.” diyesim geliyor. Çocuk olmak zaten bu kadar zorken bir de biz yetişkinlere engel oldukları hissiyle büyümeleri, çocukluğun cehennem olma hali.


Gece 3’te yatıp 8’de kalktığım için dün akşamüzeri uyuduğum 2 saatlik uyku hiç bir işe yaramadı. Merin’in ikinci uykuya geçişi sırasında öyle uykum geldi ki ben de dalmışım. Daha iki gün oldu ama gündüz uykularını daha fazla tekrarlamak istemiyorum. Uyandığımda Derin, yanınızda çalışan Aykut’la bostana yeni fideler ekiyordu. Serin beni görünce büyük mutluluk içinde “Anne uyanmana ve mutlu olmana çok sevindim. Günüm güzelleşti. Babam tavuklu makarna yaptı. Yemek yapmana gerek yok. Ben de piramidin bir bölümünü bitirdim. Çok mutluyum.” dedi. Aldığım haberlere çok sevindim. Derin eve gelip “Anne bostana Meksika salatalıklarını ve kornişonları diktik.” dedi. Tam da istediklerimi seçip dikmiş. Ne harika bir gün!


Derin’le sabah bir konuşma yapmıştık. Bir ara Serin müzik açıp davul çalmaya başladığında Serin’e “Çalma Serin, dinlemek istemiyorum.” dedi. Sonra da “Öyle çalınmaz böyle çalınır.” deyip davulun başına geçti. Serin’e nasıl hissettiğini sordum. “Hiç bir şeyi beceremiyormuşum gibi hissediyorum.” dedi. Derin de durumu anlayıp çok üzgün olduğunu söyledi. Şimdi ise Derin, Serin’in yaptığı legoyu görünce “Serin bunu yaptığına inanamıyorum! Çok uğraşmışsın ve oldukça büyük yapmışsın. Nasıl yaptığını aklım almıyor. Harikasın!” gibi şeyler söyledi. Derin’e sessizce gülümsedim. O da bana göz kırptı. İkisiyle de gurur duyuyorum.


Çocuklarla pazara gidip alışveriş yapmak üzere yola çıktık. Bir süredir pazara gitmeye başladık ve bunu seviyoruz. Pazarda tanıdığımız insanlar görmekten, ayak üstü muhabbet etmekten, alışveriş yapmaktan, diyaloglardan hoşlanıyoruz. Eve dönünce araziye doğru yürüyüp Ali’yi görmeye gittik. Traktörle etrafta gezindik. Derin el arabasıyla Serin’i taşıdı. Çok güzel oyunları var. İzlemek çok keyifli.


Bugün ukulele dersim olduğu için biraz panik olmaya başlamıştım çünkü zamanım azdı. Daha Merin’e yemek verip, banyo yaptırmam, uyutmam gerekiyordu. Sadece bir saatim kalmıştı. Aldıklarımı yerleştirme, mutfağı toplama işi büyük ihtimalle kalacaktı. Merin’i zar zor uyutup derse geç katıldım. Fakat 10 dakika içinde, dersteyken Merin yine uyandı. Çocuklar benim yerime Sümeyra’yla çalışmışlar. Döndüğümde Merin tekrar uyandı. Bu şartlarda hala ukulele öğrenmeye çalıştığıma ben bile inanamıyorum ama pes etmeyeceğim. Bu çabamın evde yarattığı değişimi görüyorum. Bu çok hoşuma gidiyor. Derin büyük hevesle öğrenmeye çalışıyor, bana öğrenmem için şarkılar öneriyor. Serin ritimleri kavramaya çalışıyor. Müziğin yapıldığı bir evin hayalini kurmuştum ve gerçek oluyor. Aktif ders yapamasam da bu niyet bile evde büyük dönüşümlere sebep oluyor. Merin’i üçüncü kez uyutmaya çıkarken Sümeyra’ya veda edip dersi bitirmek zorunda kaldım. Çocuklar da bir süre sonra geldiler. Saat oldukça geç olduğu için (23:30) ellerindeki kitapları okumalarına izin vermedim. Herkes uyumak zorunda kaldı ve bu harika gün sona erdi.

Son Yazılar

Hepsini Gör
Merin 1 yaşında!

Gece geçe kaldım. Çocuklar uyuyunca çalışma odasına kapanıp yazı yazdım, plan yaptım. Gündüz çocuklarla ve Merin’le yediğim yemeği...

 
 
 

Comments


bottom of page