top of page

7 Ağustos 2024 Çarşamba

  • sesinakmaz
  • 9 Ağu 2024
  • 6 dakikada okunur

Bu sabah yüzmeye gitmek için acele etmedim. Derin, Merin’in yaşlarındayken sabah 10’da ve akşam üzeri 4’te uyurdu. Merin’in sabah uykusuna yatması 11:30’u buluyor. Geç yattığını düşündüm çünkü şimdiden oldukça huzurlanmıştı. Bu sabah Merin sabah uykusunu uyuyup uyandıktan sonra yüzmeye gitmeye karar verdik. Gölün dalgalanıp bulanması 12:30’u buluyor. Yetişeceğimizi düşündük.


Merin’i saat 10:30 gibi uyuttum ama sadece yarım saat uyudu. Hemen yüzmeye gittik. Çocuklar board un üstünde yüzüp maceralar yaşadılar. YanımaMerin oynasın diye bir kavanoz, mini bir top ve ölçü kaşığı almıştım. Bu kadarcık malzeme hemen kıymetli oluyor. Merin bırakır bırakmaz S tin ve Derin’i eşyaları sırayla alıp oynuyor, bişeyler yapmak için kullanıyorlar. Bunca senedir aldığım yığınla oyuncağa hiç gerek yokmuş meğer.


Su kenarında gidebildiğim kadar yürüyüp düzlük bir yerde Merin’i yere koydum. Merin yanımda oynarken suyun içine yatıp güneşlendim. Güneşlenmeye günlerimi, saatlerimi vermişim. Şimdi öyle boş geliyor ki, aklımdan sürekli “Şimdi bunu yapacağıma şu işimi hallederdim.” fikirleri geçiyor. Ama şu an burdayım. Çocuklar oynuyor, Merin üstüme suyun içinden çıkardığı kumları buluyor. Etrafta, yakınımda kimse yok… Sessizlik, kuşlar, yusufçuklar, balıklar… Sadece güneşlenmiyorum. Burada olmamın bir amacı var. Her gün bir saatliğine burada olmak hepimize çoğu anlamda iyi geliyor.


Güneş en dik konumundaydı, yandığımızı hissettim. Merin’i yanmasından endişe ettiğim için sürekli ıslatıp kendimi gölge yapmaya çalıştım. Suya bayılıyor. Defalarca kafasının suya girmesine rağmen gülümsüyor ve mutlulukla çırpınıyor. Suda dalga başlayıp keyfi kaçınca artık eve gitmeyi önerdim. Serin her gün yaptığı gibi “Biraz daha!” dedi ama Merin oldukça huysuzlandı. Kendimizi çokça yorup günü ayakta geçiremeyecek kadar tükenmek istemiyorum. Eğer her gün biraya gelmek istiyorsa çıkmamız gerektiğini söyledim. Ara ayı gelirken de dönerken de yine Derin kullandı.


Eve vardığımızda çocuklar önce dışarıda yıkandılar. Biz Merin’le her günkü gibi küvette duş aldık. Bu günlerde Merin’le küvette yıkanmak deveye hendek atlatmak gibi zor. Açma kapama kolunu keşfetti. Suyu açıp kapatmaya bayılıyor. Öyle mutlu oluyor ki kapatıp kolunu ileri geri sallıyor. Bu bir mutluluk işareti. Bunu yapmasına deli oluyorum, çok seviyorum. Sırf bu hareketini görmek için izin verebilirim ama diğer yandan yıkanamıyoruz. Suyu kapatıyor, açtığında bazen en soğuk bazen de en sıcak yerini açıyor. Soğuk önemli değil de sıcak açınca yanmasından korkuyorum. Sürekli tetikte izliyorum. Bazen “Artık yeter. Hayır Merin!” diyorum ve dünyanın en güzel ağlamasına başlıyor. Bazen kolu kıyafetlerle kapatıp unutturmaya çalışıyorum. Çok büyüdü. Artık görmediği şeylerin de var olduğunu biliyor ve arıyor, örtüyü açıyor. Yıkanıp kolu oynamasına izin veriyorum. Bunun da geçici bir öğrenme, keşif olduğunu, bir basamak görevi gördüğünü biliyorum. Çoğunlukla hayır demek yerine sabretmeye çalışıyorum.


Güneşin en dik olduğu saatlerde yüzmeye gitmek iyi bir fikir değildi. Duştan sonra oturduğumda nabzım yüksekti, kalbim hızlı atıyordu. Belim de ağrımaya başlamıştı. Çok fazla yorulduğumu hissetmiştim. Bazen bu öyle bir yorgunluk ki yatmak ya da oturmak bile fayda etmiyor.


Derin Ali’yle bateri dersine gitmek üzere çıkarken Serin kulaklarını deldirmek için gitmek istediğini söyledi. Çoktandır bunu istiyor. Aylar önce Derin’le karar verip kulak deldirmek için evden çıkmıştık. Bir kaç yer dolaşmıştık. En sonunda bir yere karar vermişlerdi. Tam Derin’in kulağını deleceklerken Derin ağlayıp vazgeçti. 5-6 senedir Derin iğne yaptırmak, kan aldırmak gibi konularda da çok hassas, kesinlikle yanaşmıyor. Derin vazgeçince Serin de korkmuştu ve eve dönmüştük. Serin’in hala ısrarcı olmasına şaşırdım. Ali, belki benim de katılmamın Serin için iyi olabileceğini söyledi. Çok yorgun ve henüz kahvaltı bile yapmamış olmama rağmen (saat 14:00 civarı) bunu kaçırmamak için çıktım. Bateri dersine geç kalacağını haber verip Derin de gelmek üzere bize katıldı.


Yine bir kaç yer gezdik. En sonunda geçen sefer gidip vazgeçtiğimiz yere girdik. Serin kendine yakın hissettiği bir bayanın yapmasını istiyordu. Girdiğimiz kuyumcu kalabalıktı. Sahibi bayana kimin kulak deleceğim sorduğumda, eşinin delmesinin iyi olacağını söyledi. Serin bir erkek olduğunu görünce yine vazgeçti ve çıktık. Hava çok sıcak, emziren bir anne olarak açlıktan başım dönüyor, bilmem kaç yer gezdikten sonra Serin vazgeçtiğini söylüyor, yemek yiyeceğiz ama Derin dersine geç kalmasın diye gitmemiz gerek. Her şey üst üste geldi, çok sinirlendim. Sakin olmaya çalışarak Serin’e hazır hissetmiyorsa neden hepimizi sürüklediğini sordum. Buraya gelince böyle hissettiğini söyledi. Aslında çok hak veriyorum ama eğer emin değilse kulağını deldirmek için bu kadar ısrarcı davranmasını anlamıyorum. Yalı küçük, hiç deldirmese de olur. Başka bir zaman olsa defalarca başka başka yöntemler, yeni yerler, yakın hissedeceği insanlar denemeye çalışırım ama şu an buna ne enerjim ne de zamanım yok. Çok kızmama rağmen sakin kalmaya çalışıp konuşmamak için özen gösterirken Derin “Hep böylesin Serin. Yüzmeye de bahaneler uydurup gitmiyorsun.” deyince çok kızdım. Geçen sefer kulak deldirmek için kapı kapı gezdikten sonra son anda vazgeçen, en son doktora gittiğimizde Serin parmağından kan verirken kendisi katiyen reddeden değilmiş gibi, şimdi de kardeşine destek olacağına eleştiriyordu. Bunu yapmasının yanlışlığı hakkında söylene söylene Derin’i ders yapacağı yere bıraktık. İnerken beni yok sayarak “Görüşürüz baba.” dedi.


Buna da çok sinirlendim. Ne yapacaktı ki çocuk? Bir de bana sevgiyle veda mı edecekti? Bugünün çocuklarını kıskanıyorum. Aşı olacağımızda okulda sıraya girerdik. Ağlaya ağlaya sırada bekleyip, sıram geldiğinde aşı olup sırama oturduğumu hatırlıyorum. Kimse yoktu. Kaçacak yerim olmayınca koyun gibi boyun eğiyordum. Bizim nesil çocuklukla böyle hatta çok daha kötü şartlar altında büyüdü. Bugün çocuklar dünyayı onlara göre şekillendirmemize ihtiyaç duyuyorlar. Bireysel farklılıkları ve ihtiyaçlarını gözetmeye önem veriyoruz. Fakat ben kendi içimde kriz ortamı yaşarken diğerlerine gerekli bakımı veremiyorum. 10 aydır yeterli uyuyamıyorum, dinlenemiyorum, kendime zaman kavramını rafa kaldırdım. Tüm bunların bedeli ağır oluyor. Gereksinimlerini karşılayabilen Sesin olsaydı, böyle davranmazdı. Uzun zamandır çocuklara iyi örnek olamadığımı hissediyorum.


Eve dönerken Ali yemek yemeyi önerdi ama Merin sabah az uyuduğu için uyumak üzereydi, yemek yemek yerine hemen eve gitmek istedim. Merin’i yatağına yatırıp Derin’in, Merin’i izlemek için kamera olarak kullandığım telefonunu aradım, bulamadım. Derin yanına almış. Serin aşağıda yalnız. Merin’i yatakta uyurken yalnız bırakamıyorum, düşebilir. Çaresizlik hissinin ardından yine derin bir öfkeyle doldum. Ali bizi bırakıp bir işini halletmeye gitmişti. Durumu mesajla anlattım. Serin’in yalnız olduğunu, gelmesi gerektiğini söyledim. Hemen gelmiş. Artık açlıkla ve vücudumu soktuğum stresle baş edemeyecek olduğumu hissedip yattığım yerden kalkamadım. Uyumuşum. Merin uyandığında uyandım ama gözlerimi çok zor açtım.


Aşağı indiğimde Ali’nin yemek yaptığını gördüm. Makarna ama tavuklu. Artık daha fazla sinirlenmeyeceğime, yemek bulduğum için minnettar olacağıma dair kendimi telkin ettim. Evlendiğimizde ben mutfakta berbatken Ali çok iyiydi. Ya Ali zamanla, yemek yapmaya yapmaya unuttu, ya da ben kendimi mutfakta çok geliştirdim. İkincisi kesinlikle doğru ama ilkini bilemiyorum. Yemeğin harika olduğunu söyleyip teşekkür ettim. Yemek harikaydı gerçekten, sorun tadı değil. Sorun makarna, sorun sağlığımızı, beslenme alışkanlıklarımızı önemsemiyor oluşumuz. Sağlıklı ve bilinçli beslenme alışkanlığının kazanılması için tüm yükün yine benim omuzlarımda olmasına içerliyorum.


Derin geldiğinde hiçbir şey olmamış gibi, her şey güzeldi. Ders iyi geçmiş. Eve geldiğinde bateri çalmaya devam etti. Serin piyano pratiği yaptı. Ardından nota takibi ve ritim çalıştık. Oynayarak, hoplayıp, zıplayarak uydurduğumuz ritim hareketlerini yaptık. Çok eğlenceliydi, Serin’le çok eğlendik. Ali ve Derin’le de yaptılar. Hoplayıp hareketleri yapmaya çalışırken bir yandan kahkahalarla gülüyordu. İnsanlar güzel şeyler anlatmak için ne güzel ifadeler bulmuşlar. Serin’in gülüşü güneş gibi, en parlak yıldızlar gibiydi. Küçücük, bembeyaz süt dişleri görünüyordu, suratı inanılmaz tatlı bir hal alıyordu. Hem bu kadar büyümüş, hem de hala bu kadar küçük ve tatlı olabilmeyi nasıl başarıyor diye düşündüm. Çok sevdim. Hep seviyorum, daima seveceğim.


Ali yine bir işi için çıktı. Yatma hazırlıklarını tamamlayınca önce Merin’i uyuttum. Çocuklarla diğer odada kitap okumak üzere saat 21:00 civarı buluştuk. Yatmak için yukarıya böyle erken çıktıklarında çok memnun oluyorum, bize zaman kalıyor. Derin önce kitap okumak yerine sohbet etmek istediğini söyledi. Bateri dersi hakkında konuştuk. Beş ders sonra eğitimini tamamlıyormuş. Eğer isterse ileri düzey eğitim için devam edecekmiş. Caz çalmak istemediğini söylediğinde hayal kırıklığına uğradım çünkü cazı çok severim. Derin şaşırdı. “Anne caz seviyorsan neden dinlemiyorsun?” dedi. Aslında caz sevdiğini biliyor. Neden böyle şaşırdığını anlayamadım. “Oğlum genelde siz müzik dinliyorsunuz. Size engel olmamak için sizin dinlediklerinizi dinliyorum. Seviyorum da.” dedim. Buna biraz üzüldü. Benim sevdiğim parçaları dinlemeye özen göstereceklerini söyledi. Buna gerek yok ama istiyorsa neden olmasın? Böylece belki caz hakkındaki fikirleri değişir. Çocuklar için ve tabi benim için sohbet etmek çok önemli. Gün içinde sürekli yan yanayız ama birbirimizin gözlerine bakarak, tüm dikkatimizi vererek konuşabildiğimiz anlar kısıtlı. En çok sabah Nelly’yi gezdirmek için çıktığımızda ve yatmadan önce konuşuyoruz. Sohbet, kitap okumaktan çok daha önemli.


Nadir-X adlı kitabı Derin defalarca okumuş. Bugün istediği bölümü beraber okumayı teklif etti. Kitapta pek bilinmeyen bazı hastalıklara sahip çocukların hikayeler anlatılıyor. Biber Kız adlı hikayeyi okumamı istedi. Bu kızın Sistinozis isimli bir rahatsızlığı var. Şehirde yemeklerin sabun kokulu olduğunu söylüyor ve yiyemiyor. Köyden bir tanıdıkları tamamen kendi yetiştirdikleri, ata tohumundan üretilen yiyecekleri gönderince ilk defa iştahla yemek yiyor. Derin’in bu hikayeyi seçmesinden, bizimle paylaşmasından çok etkilendim. Bunu sık sık yapar. Okurken beni ve söylediklerimi, anlattıklarımı düşünmesine çok memnun oluyorum. Bazen ilgilenmiyor gibi görünse de aslında hepsi kafasında özel bir yer ediniyor.


Saat 22:15 civarında artık okuyamayacağımı söyleyip bıraktım. Yatağımıza gidip uyuduk ve günü konforlu hislerle tamamladık.

Son Yazılar

Hepsini Gör
Merin 1 yaşında!

Gece geçe kaldım. Çocuklar uyuyunca çalışma odasına kapanıp yazı yazdım, plan yaptım. Gündüz çocuklarla ve Merin’le yediğim yemeği...

 
 
 

2 комментария


goksuucar123
10 авг. 2024 г.

Sesin hanım onca işin gücün arasında buraya yazdıklarınızla birlikte üç çogunuzun yanı sıra beni de büyütüyorsunuz minnetttarım bilin istedim 🍀

Лайк
sesinakmaz
10 авг. 2024 г.
Ответ пользователю

Ben de içten paylaşımınız için minnettarım. Yazarak kendimi de büyütüyorum. Çok teşekkür ederim 🙏🏻🌿

Лайк
bottom of page