9 Temmuz 2024 Salı
- sesinakmaz
- 10 Tem 2024
- 6 dakikada okunur
Dün sabah uyandığımda çocukların Merin ve benden önce uyanıp yataktan kalktıklarını fark ettim. Gece geç yattıkları için oldukça şaşırdım. Kano yapacak olmanın heyecanıyla uyuyamadılar sanırım.
Hemen hazırlanıp evden çıktık. Çocukları bırakıp dönerken yolda Merin sabah uykusuna daldı. Podcast dinleyerek keyifli bir yolculuk yapıyordum ki Serin’in çantasını arabada unuttuğunu fark edip tekrar geriye döndüm. Çantayı bırakıp tekrar yola çıkarken eve varmanın, Merin uyurken kahve içip yazı yazmanın hayalini kuruyordum. Eve vardığımız an Merin uyandı. Eskiden olsa beklentilerim gerçekleşmediğinde sinirlenirdim. Çocuklara yansıtmadığımı düşünsem de bence saklamaya çalıştıklarım çocukların hissetmesine yetiyordu. Merin’in uyanmasını kabullenip tadını çıkarmaya karar verdim.
Ev işi yapmaya başladım ama sanırım yalnız olduğu için Merin sıkıldı, ağladı, kucağımda olmak istedi. Ali uyuyordu, yardım isteyemezdim. Beraber çarşıya çıkıp eksikleri almaya gittik. Manava uğradım. Bu ara pazara gidemiyorum. Sıcak hava bir sürü şeyi yapmamı engelliyor. Manavdayken aklıma giysi pazarını dolaşmak geldi. Çocuklar olmayınca tek çocuk sahibi olduğum Derin’in bebekliği geldi aklıma. Her şey ne kolaymış, güzelmiş. Arada bir o günleri, çocuksuz ya da tek çocuklu olduğum günleri özlemek bugünümden pişman olduğum anlamına gelmiyor. Çünkü pişman değilim. Merin’le çorbacıda bir çorba içtik. Serin’e beğeneceğini düşündüğüm bir bluz aldım. Ama hava öyle sıcak ki, Merin bile dışarda kalmak istemedi. Sanırım sıcaktan ağladı. Hemen arabaya dönüp eve geldik.
Uygun saatin gelmesini bekleyip Ali’yi uyandırdım. Biraz Merin’le oynadık, sohbet ettik. Ali çıkınca kendime bir kahve yapıp Merin’i uyuttum. Tüm gün beklediğim sessizliğe kavuştum.
Çocuklar eve çok yorgun ama neşe içinde geldiler. Tahmin ettiğim gibi Sonya Serin’in çok güçlü olduğunu söylemiş. Derin yeni arkadaşlar edinmiş. Önce üstüne gelip boğuşmaya çalışan, kendisiyle uğraşan çocuklardan birine sert bir şekilde karşılık vermiş. Ardından çocuklar kusura bakma deyip arkadaş olmayı teklif etmişler. Tatlıya bağladıklarına çok memnun oldum. Derin olayı anlatırken Ali hiç oralı olmadı. Derin’in kavga etmesini onaylamak istemiyormuş. Bazen Derin’in, eğer kavga ederse babasının gözüne gireceğimi düşündüğü hissine kapılıyoruz. Ali “Eğer kendini bana kanıtlamaya çalışıyorsa bu davranışı ödüllendirmeyeceğim. Yapmaması için görmezden geldim.” dedi. Ali, Derin’in de kendi yaptığı hataları yapmasını istemiyor. Derin’i dinlemekle yetindim. İçimden belki de iyi olmuştur diye düşündüm. Çünkü bu konuda çok fazla deneyimimiz var. Eğer Derin bu durumlarda baştan tavrını koymazsa çok üstüne gelebiliyorlar. Bunu Hayatımın Rolü adlı kitapta da okumuştuk. Belki de bazen yapılan kötülüğe karşılık verip güçlü olduğunu, gerekirse kullanacağını göstermesi gerekiyordur. Murat Derin’i kanoların en arkasına geçip kendisine yardım etmesini, diğer arkadaşlarına göz kulak olmasını istemiş. Derin sorumluluk almaktan çok memnun olmuş. Derin de, Serin de kanona iyi olmalılar. Bu kış arazimizde, gölde iki kardeş kanoyla büyük maceralar yaşayıp kendilerini kanıtladılar. Serin arkadaş edinemediği için üzgündü. Arkadaşı Luna’nın geleceği günü bekliyor.
Merin uyanınca çocukları görmekten çok mutlu oldu. Yalnızken hayat sıkıcı olmalı. Ama çocuklar öyle yorulmuşlar ki, oynamak yerine kitaplarını alıp salıncaklarda yatarak dinlenmeye çalıştılar.
Serin kendine bir dikkat geliştirme seti almıştı. Bir parçasını bulamamış ve kağıttan benzerini yapmış. Böyle şeyler yapmasını çok seviyorum. Derin Cihangir’in verdiği ama henüz bitiremediği Persy Jackson adlı kitabı bitirdi. Ertesi gün yüzmeye gidecekleri için yemek yiyip erkenden uyuduk. Bugünlerde uykudan önce Şirin’in Mısır kitabını okuyorum. Hemen uyuduklarından hala bitmedi.
Ali sabah çocukları havuza kendisinin götürebileceğini söylemişti. 8’de evden çıkmaları gerektiği için pek umutlu değildim. Ali’yi uyandırdığımda itiraz etmeden kalkmasına şaşırdım. Aceleyle evden çıktılar. Gittiklerinde hala uykuluydum, kendime gelmek zaman aldı. Ali çocukları götürdüğü için eğer oturursam tembellik edeceğimi hissedip rahat edemiyorum. Ali’nin gitmesini istememin nedeni Merin’le dışarıda zorlanıyor olmam ve evdeki işlerimin aksaması. Uykusunu almadan gittiğini, bunun Ali için çok zor olduğunu biliyorum. Oturmak yerine evdeki işlerimi halletmeyi, Ali’nin yaptığı fedakarlığın karşılığını vermeyi daha adil buluyorum. Aslında tüm sabah oturup kitap okusam kimse yapmadığım işlerin hesabını sormaz. Hatta kendime vakit ayırabildiğim için mutlu olurlar. Ama işler yine beni bekliyor olacağından çalışırsam daha iyi hissedeceğimi biliyorum. Ara ara oturup Merin’le oynayarak bir çok işimi hallettim. Hem çalıştım hem de anne kız güzel vakit geçirdik.
Çocuklar döndüğünde Merin uyuyordu. Harika vakit geçirmişler. Neşeyle neler yaptıklarını anlattılar. Ali yorgun ve uykusuzdu. Uyumak için yatağına gitti.
Merin uyanınca yemek yapmaya koyuldum. Ali de uyanınca gelip sebzeleri doğradı, dolma için patates, patlıcan oydu. Mutfakta sohbet ederek beraber çalıştık. Uzun zamandır mutfakta beraber çalışmadığımızı fark ettim. Aslında beraber zaman geçirme şeklimiz mutfakta beraber çalışmaktır. Çocuklukla Ali yemeği yapar, ben de toplayıp temizlerim. Merin’den sonra hayat çok değişmiş. Bu günlerin geçici olduğunu akılda tutarak sabırlı olup eski rahat günlerin bir gün tekrar geleceğini unutmamak gerek.
Bugün film günüydü. Bu hafta ne kadar çok film günü yaptık. Evde ekran açılmasından oldukça rahatsız olmaya başladım. Giderek alışkanlık haline geliyor. Çocuklara akşam izlemektense, sıcak saatlerde izlemeyi önerdim. Derin istemese de kabul etti. Tüm gün heyecanla akşamı bekleyip, hava kararınca izlemeyi daha çok seviyor. Ama yaz günleri hava geç karardığından yatağa geç gidiyoruz. Gündüz Young Sheldon izlemek oldukça işime geldi. Hem izleyip hem de işlerimi yaptım. Bitince Merin’i tekrar uyuttum. Günün üçüncü ve son kahvesini içtim. Artık kahve miktarına ve saatlerine dikkat ediyorum.
Merin uyanınca dışarı çıktık. Ali çocuklarla yeni getirdikleri botu denemeye çıkmıştı. Bizi de alıp gezmeyi teklif ettiler ve açıldık. Kordona doğru gidip Ali’nin arkadaşının restoranına yanaştık, içecek aldık. Merkeze inmeyi, kalabalığa girmeyi, tırnak içinde kendimi göstermeyi sevmiyorum. Kanallarda sakinlik içinde eşsiz manzaraları görmeyi tercih ederdim. Düşüncelerimi paylaşmadım. Herkes çok mutluydu. Tekne süratle giderken Serin ayağa kalkıp meydan okuyan hareketler yaptı. Merin bana sıkı sıkı tutunsa da halinden çok memnundu. Teknede olmayı, suyu çok seviyor.
Eve gelince bostana baktım. Kümese gidip neler olup bittiğini kontrol ettim. Çocuklarla çöpleri attık, biraz etrafı toparladık. En az sekiz tavuğumuz kayıp. Bahçeye yanaşıp yavrulayan köpeğin yediğinden şüpheleniyorum. Üzülüyorum ama köpeklere bakamayacağım. Kedilere saldırdığı için Kelby ve Dudu etrafta yok. Bahçedeki düzeni bozdu. Bir an önce göndermeye karar verdim.
Uzun süre bahçede çalıştık. Sonunda güneş giderken esinti başladı. Yere oturup Merin’i emzirdim. O an çok güzeldi. Sıcak havanın bunaltmadığı, sonunda rüzgarı hissedebildiğimiz en güzel akşamüzeri anlarından birini yaşadım. Göl kenarında yürürken gerçek olamayacak kadar güzel gelen bu manzaraya ne kadar az bakabildiğimi fark ettim. Belki de o yüzden bu kadar güzeldi.
Saat 8’i geçtiği için hemen eve girmemiz gerektiğini söyleyerek banyoya gittim. Bugün Serin ve Merin beraber duş aldılar. Merin’i antilop mama sandalyesine oturttuk. Serin’le oynadıklarını görünce bu anı değerlendirip banyoyu temizlemeye başladım. O kadar çok eğleniyorlardı ki Merin kahkahalara boğuluyordu. Merin istemediği bir şey olduğunda rahatsızlık veren sesler çıkarıyor. Serin anlayıp hemen hoşlandığı şeyi yapmaya devam ediyor. Serin’in bu çabasını, ablalığını takdirle izliyorum. Derin de Serin’e böyle sabırlı, güldüren, eğlendiren bir abiydi, hala öyle.
Banyodan çıkınca Merin’i çocuklara bırakıp bu sefer ben yıkanmak üzere banyoya girdim. Duştan Merin’in hoşnutsuz sesini duydum. Eminim ikisi de kitap okumaya dalıp Merin’le ilgilenmediler. Merin’le ilgilenmeyeceklerse banyoyu temizleyebileceklerini söyledim. Lavaboyu her gün bir çok kez silmeme rağmen her akşam lavabonun etrafı ve aynanın büyük bölümü diş macunu artıklarıyla dolu oluyor. Bunu nasıl beceriyorlar anlamıyorum. Çoğunlukla Serin yapıyor biliyorum. En azından ben temizlerken Merin’le ilgilenebilirler.
Merin’i uyuttuğumda elektrikler kesildi. Çocukların tartışarak geldiklerini duydum. Derin, Serin’e sıkça kaba davranışlarda bulunuyor. Evin büyüğü olarak çok fazla sorumluluğu var, Serin’e de çok yardımcı oluyor ama Serin minnettar değil. Çünkü Derin tüm bunları kızarak yapıyor. Serin, Derin’den sık sık bişeyler istiyor; su, tabak, kaşık, bardak, peçete… ama Derin istediğinde bazen vermeyi reddediyor. Derin’e kardeşine yaptığı iyiliklerin onda olumlu duygular uymadırmadığını, bir şeye ihtiyacı varsa ve Serin’den istiyorsa, buna neden ihtiyacı olduğunu ve yapmadığında ne hissettiğini anlatması gerektiğini söyledim. Derin “Onun ağzının üstüne öyle bir vurucam ki bir daha isteğime karşı çıkmadan koşa koşa getirecek.” dedi. Serin’e bunun işe yarayıp yaramayacağını sordum. “Kesinlikle hayır! Eğer bana vurursa bir daha istediği hiç bir şeyi yapmam!” dedi. Derin “Bekle de gör bak nasıl yapacaksın!” dedi. Derin’den hiç beklemediğim, duymaya alışık olmadığım cümleler duydum. Ne yaparak buna sebep olduğumuzu düşündüm. Görüştüğü arkadaşlarının olumsuz davranışlarını hemen eve getiriyor, bize yansıtıyor. “Derin kardeşinle sorunlarını böyle çözemeyeceğini biliyorsun. Özellikle sevdiğimiz insanlara karşı sorumluyuz. Kendimizi ifade etme, duygularımızdan ve ihtiyaçlarımızdan bahsetme sorumluluğumuz var.” dedim. “Umrumda değil.” dedi. “Bunun işe yaradığını düşünüyorsan biz de sana uygulayalım.” dedim. “Ben sizin her istediğinizi yapıyorum!” dedi. “Hayır yapmıyorsun. Bugün sana defalarca damacana getirmeni ve sulukları doldurmanı söyledim. Çoğu zaman söylediklerimizi yapmıyorsun ve biz de anne baba olarak yapmamız gerekeni yapıp alttan alıyor, idare ediyoruz. Seninle konuşuyoruz. Ağzının üstüne vurmuyoruz ya da seni böyle tehdit etmiyoruz.” dedim. Yastıkla kafasını kapattı. Elektrikler kesikti, hava çok sıcaktı, bulanmıştık. Derin böyle durumlarda çok endişelenir, kaygılanır. Belki de bu yüzdendir diye düşündüm. Bir süre sonra elektrikler geldiğinde klimayı açıp rahatladık. Sıcak bölgelerde klimasız yaşayan hatta savaşın içinde yaşayanları düşündüm. Derin “Anne başlama yine. Klimayı aç ve serin serin uyuyalım.” dedi. Görmezden gelince sorunlar yok olmuyor. Biz klimasız yarım saat geçiremezken, dünyada insanlar yaşam mücadelesi veriyor.
Yine de güzel bir geceydi. Derin Tom Gates okurken, ben de Serin’e Yazı Yazan İnekler’i okudum. Derin’in aynı kitapları defalarca okumasını artık sorun etmiyor, hatta güzel buluyorum. Şirin’in Mısır kitabını okurken Derin okuduğu kitabı bırakıp bize katıldı. Okurken uyuyakaldılar.
Comments