top of page

"Asgari ücret 1600 liraymış!"

  • sesinakmaz
  • 10 Şub 2024
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 11 Şub 2024

7 Şubat 2024



Artık Merin’i kanguruya koyup yürüdüğüm için uyandığını biliyorum. Bugün evde uyutup, uyanıkken çıkmayı denedim. Uykusunu alıp uyanırsa en mutlu anlarını yaşıyor. Tam bu zamanı değerlendirebilirsem bensiz bir saat idare edebilir.



Merin düşündüğüm gibi uzun bir sabah uykusu çektikten sonra vakit kaybetmeden Ali’ye bırakıp yürümeye çıktım. Yürüyüşü önceliğim haline getirmeye çok uğraşıyorum. Buna gerçekten ihtiyacım var. Ali evde kolu bandından yürümemi öneriyor ama istemiyorum. Bana iyi gelen dışarıda doğayı izleyip hissederek, uzakları seyrederek yürümek.




Bıraktığımda Lingokids oynayan Serin, döndüğümde Serin resim yapıyordu. Sulu boyalarını ince kağıtlara yapmasını istemediğimi sık sık söylüyorum. Bugün sulu boya kağıtlarını kullanmış ve bana gururla gösterdi. Bir çiçek resim ve Ekincik’te Circles’daki hayatımızın resmini yapmış. Her gün mutlaka resim yapıyor. Buna çok mutlu oluyorum. Keşke hepimiz bizi iyi hissettiren bir ifade yolu bulup kullanabilsek.



Meraklı Minik dergisinin aylar önce aldığımız sayısını okuduk biraz. Dergileri düzenli okuyamadığımızı fark ettim ve artık her ay almıyorum. Arada bir alıp ara ara okuyoruz. Ayrıca çoğu şeyi başka kitaplardan ve birebir deneyimleyerek öğrendiğimiz için her ay dergi okumayı sıkıcı bir angarya olarak görmeye başladım. Mesela bu sayı salyangozları anlatıyor. Biz senelerdir salyangozları öyle çok inceledik ki, derginin bize verdiği yeni birşey yok. Sadece tekrar gündemimize girmesini sağlıyor. Bu açıdan da yararı yok değil.



Ali ve Derin bugünlerde yaptıkları gibi araziye çalışmaya gittiler. Biz de Serin’le, Merin’in ikinci uykusundan sonra, kahve ve sıcak çikolata hazırlayıp yanlarına gittik. İçecekler hazırlamak bile bu kadar zor olmamalı. Bir yere gideceğimde bu hazırlıkları yapmak beni en çok yoran, hatta bir yere gitmekten vazgeçiren işler. Kucağımda bebekle çok daha zor oluyor. Derin bizi görünce ve sıcak kakao getirdiğimizi duyunca öyle sevindi ki, iyi ki yapmışız dedim.



Çıkarken kendi beremi bulamayıp, Serin’in Ali’ye Yolbaşı hediyesi olarak aldığı bereyi taktım ama Serin kibarca onu babasına götürmek istediğini, benim beremi bulmaya yardımcı olabileceğini söyledi. Gidince babasına beresini getirdiğini söyledi. Ali önce istemedi ama Serin’in gözlerinden düşüncesini, çabasını fark edince “Getir kızım, sen düşünür, getirirsin de takmaz mıyım? Sırf senin için yine takarım.” deyip gönlünü aldı.









Ali kahvesini alıp çalışmaya devam etti. Derin bize traktörle ilgili bilgilendirmeye çalıştı. Her fırsatı araçlar hakkında konuşup anlatmak için kullanıyor. Serin de ilgiyle dinledi. Biraz oyalandıktan sonra eve gitmek üzere yola çıktık. Bugün traktörü ilk defa sürmek istediğimi söyledim. Derin çok şaşırıp bana bir çırpıda neler yapmam gerektiğini, tüm kol, düğme ve pedalları anlattı. Çocuklar traktörü süreceğim için çok heyecanlandılar. Benim için de eğlenceli bir deneyim oldu. Dev çamur yığınlarının üstünde traktör devrilecekmiş gibi hissettim, korktum. Derin ise “Anne korkma, devrilmeyiz. Devam et, şu yoldan devam et!” diye bağırıp ara ara traktörden aşağı atlayıp tekrar binerek oyunlar oynadı ve eve vardık.



Derin babasının evrak çantasını çıkarmış, not ve hesaplarını yazdığı defterini bulmuş okuyordu. “Anne asgari ücret 1600 TL imiş. İnanabiliyor musun? Koyun fiyatlarına bak! Bugün hamile bir inek 100-120 bin lira civarında biliyor musun? Bugünkü alım gücüyle ne çok fark var arada?” gibi konuşmalar yaparak incelemeye devam etti. İneğin fiyatını bilmediğim için yorum yapamadım. Sadece Derin’in ilgisini gizli bir şaşkınlıkla izledim.



Bişeyler atıştırdık. Çocuklar duş alıp dişlerini fırçaladılar. Merin’i de yıkadım ve yatak odasına götürüp yatakta yuvarlanarak oyunlar oynadım. Bire bir ilgiye tüm çocukların ihtiyacı var. Merin’le baş başa, göz göze, kendimi tamamen O’na vererek zaman geçirmeye özen gösteriyorum. Böylece çok mutlu olup, huzurla dolduğunu, daha iyi uyuduğunu gözlemliyorum. Bebekler çoğu beceriden yoksun görünseler de her şeyi farkındalar. Özellikle bebeklerin sadece temizlik, karnını doyurma gibi ihtiyaçlarını karşılamak yetmez. Ruhlarını coşkuyla doldurmak, yaptıklarımızla  “İyi ki varsın. Seni görüyorum, seni farkındayım, seninle çok mutluyum.” demek lazım. Tabi bu ancak ihtiyaçlarını karşılayabilen, tükenmemiş, mutlu bir annenin yapabileceği bir iş. Bebekler dünyayı bizim aracılığımızla, bizim gözlerimize bakarak deneyimliyorlar. O gözlerde ne gördükleri onların dünyayı algılama biçimleri. Bunu annelerin yakınında olan herkes aklında bulundurmalı.


Dün Film gününde Polar Express izledik ama aslında Derin Hızlı ve Öfkeli filmlerini izleyip bitirmek için sabırsızlanıyor. Bugün de Derin’in seçimini izlemeye göz yumdum. Eskiden, sanırım gençken ben de izlemeyi severdim ama artık bu tür yapımları izlemek hiç ilgimi çekmiyor, hatta zorlanıyorum. İyi olanın değeri kötünün yanında anlaşılıyor. Çocukların da zamanla anlayacağını bildiğimden sessizce izlemeye çalışıyorum.


Filmin ardından günlük rutinlerle bu güzel günü de bitirdik.

Son Yazılar

Hepsini Gör
Merin 1 yaşında!

Gece geçe kaldım. Çocuklar uyuyunca çalışma odasına kapanıp yazı yazdım, plan yaptım. Gündüz çocuklarla ve Merin’le yediğim yemeği...

 
 
 

Comments


bottom of page