top of page

Canlıların Sınıflandırılması ve Lazer ışınları

  • sesinakmaz
  • 12 Mar 2024
  • 4 dakikada okunur

22 Şubat 2024


Bu sabah Serin uyurken Derin ve Merin’le kalktık. Serin iki gündür 10’a kadar uyuyor. Uykusunu almış oluyor. Pamuk gibi uyanıyor.








Derin’e dün akşam başladığım dinozor kitabından bahsettim. Derin benim gece okuduğum kitapları sabah dinlemeyi sever. Bu kitap çok ilgisini çekti. Celal Şengör’den dinlediklerimizin bir kısmını bu kitapta da okudum. Canlıları sınıflandıran bir kitap aradık. Aklımıza türlerin kökeni geldi ama tam olarak aradığımız bu değildi. Yine de üzerine konuşmak için farklı konular açılmış oldu. Mesela Derin soyu tükenen hayvanlardan ve nasıl yok olduklarından bahsetti.


Kütüphanemizde canlıların sınıflandırılmasına dair aradığım nitelikte bir kitap bulamadım. Aklıma Araştırmacı Çocuk dergisinin bu konuyu anlatan sayısı geldi. Sanırım o dergiyi elden çıkarmıştım. Eski sayıların içinde bulamadım. Tekrar sipariş ettim. Bundan sonra aldığımız dergileri daha iyi arşivlemeye ve saklamaya karar verdim. Derin’in bu konuda ne kadar çok şey bildiğini ve ilgilendiğini görmekten çok mutlu oldum.


Kitabı takdim eden yazar, 10 yaşındayken Afrika’ya gidip canlıları araştıracağını söylemiş ve buna herkes gülmüş. Büyüdüğünde hayallerini gerçekleştirmiş. Derin bu hikayeleri okuyunca kendisini bu konuda eksik hissettiğini söylüyor. “Benim öyle bir hayalim yok. Hala ne istediğimi bulamadım.” deyip karamsarlığa kapılıyor. Hayal kurmak ve gerçekleştirmek için önünde uzun zaman olduğunu söyledim. Herkes hayalini 10 yaşında bulmak zorunda değil.


Aklıma Story Bots’un canlıların çeşitleriyle ilgili bölümü geldi. Bugün izlemeyi teklif ettim. Derin bir de Lazer Işınları bölümünü izlemek istediğini söyledi. Nedenini sordum. Gerçekten neden bunu izlemek istediğini anlamak istiyorum. “Seviyorum. Fotonları merak ediyorum. Seninle izlemek, paylaşmak, sana göstermek istiyorum.” dedi. İzlemek için oldukça yeterli bir sebep.


Serin uyurken gizlice çarşıya çıktık. Onsuz, haber vermeden, Derin’le beraber bir yere gitmemizi istemiyor. Derin’in aklına anneannemin aldığı çikolatalar geldi. Özlemişiz. Anneannemi anmak, o günleri hatırlamak için satın aldık.


Derin markette alacaklarının fiyatını hesaplamamış. Parası yetmemiş. Arabaya dönüp biraz daha para aldı. Alacakları ve parasını hesaplamasının önemi hakkında konuştuk. Matematik konusuna özen göstereceğiz.


Eve dönünce Serin’in uyanma ihtimaline karşı Derin arazinin girişinde indi. Serin uyanıksa bahçede olduğunu söyleyecekti. Ben de çarşıya yalnız gitmiş olacaktım. Bunu yapmayı, yalan söylemeyi hiç sevmiyoruz. Ama Serin bunu büyük bir olay haline getirdiği için bugün böyle uygun gördük.




Serin uyanmamıştı. Uyandığında çikolata sürprizine bayıldı. Story Bots izleyecek olmamıza çok mutlu oldu. Bizim evde pek karşılaşmadığı durumlar olduğu için sürprizli bir sabah yaşadılar. İlk bölümü izleyip Merin’i sabah uykusuna yatırdım ve yürüyüşe çıktım. Evin yanında, kısa mesafe içinde gidip geldiğim için çocuklar dışarı çıkıp beni görebiliyorlar. Ben yürüyüşe çıkarken Serin dikiş dikiyordu. Derin’den dün gelen matematik kitabına göz atmasını, gelince bana fikrini söylemesini istedim.


Döndüğümde Lego oynuyorlardı. Derin Serin’den çok sevdiği bilgisayar oyunu oynayan karakterini kendisine satmasını istiyordu. Serin satmak istemediğini söyledi.







Derin konuştuğumuz kitaba bakmış hatta alıştırmaları yapmaya başlamıştı. Kitabı oldukça sevdiğini, soruları çözeceğini söyledi. Ben duşa girince çocuklar Merin’le ilgilendi. Kahvaltı yaparken ikinci bölümü izledik.  Lazer ışınlarını, ışığın oluşumunu anlatan bu bölüm benim de ilgimi çekti. Bitince kitaplığa gidip konu hakkında elimizde ne olduğuna baktım. Bir kaç deney kitabı buldum. Işıkla ilgili deneylere baktım. Serin elinde Duygularım kitabıyla dolaşıyordu. Dr. Seuss kitaplarını da raftan çıkarmış. Hepsini tek tek inceledi. Özellikle seneler önce Okusun Da Büyüsün kitabını okuduktan sonra bu kitaplar benim de favorim haline gelmişti. Yazar kızıyla Dr. Seuss kitaplarını okuduklarından, bunun okumayı sevmeye katkılarından bahsediyordu.


Enstrümanlar konusunda konuştuk. Bir enstrüman çalmalarını, müzikle ilgilenmelerini çok istiyorum. Müzisyen olmaları için değil, arada sırada müziğe sığınmanın onlara iyi geleceğini düşündüğümden istiyorum. Derin gitar yerine bir süredir davul denemek istiyor. Bize yardımcı olabilecek birini bulduk. Ziyarete gittik. Yarın ilk derse başlayacaklar.




Çarşıda yemek yedik. Giyim mağazasına uğradık. Market alışverişinden sonra eve döndük. Sadece üç saat dışarıda kalmak bile bizi oldukça yoruyor. Araziye girer girmez doğanın sesi ya da sessizliğinin iyi geldiğini hissediyorum. Yaş aldıkça uyaranlardan uzak içe dönme ihtiyacım artıyor.


Ali de bizimle aynı zamanda geldi. Bugünlerde her gün Ekincik’e gidip arazi işleriyle uğraşıyor. Traktör ve kepçeyle malzeme taşıyor. Görmediğim için tam olarak ne yaptıklarını bilmiyorum.


Çocuklar Merin’le oynarken mutfağı topladım. Ali yiyecek bişeyler hazırladı. Sohbet ederken yemek yedik. Bugün neler yaptığımızdan bahsettik. Çocuklar akşamları çok coşkulu, gürültülü olabiliyorlar. Bugün Ali de ben de çok yorgunuz. Bunu kaldıramıyoruz. Bir kahve yapıp sessiz olmalarını istediğimi, biraz sessizliğe ihtiyacım olduğunu söyledim. Bazen bunu sağlamak çok zor.


Merin’e doğduğundan beri banyodan önce “Mini mini duş.” şarkısını söylüyorum. Artık bunu duyunca duşa gireceğini anlıyor ve heyecandan çırpınmaya, hoplamaya başlıyor. Kahkahalar atıyor. Serin’le beraber girip yıkandılar.


Serin’in gündüzden bu yana istediği Duygularım kitabına göz attık, konuştuk. Derin’le biraz matematik problemlerine baktık. Her şeyi unutmuş. Bölme, çarpma gibi işlemleri tekrar çalıştık. Okul için olmazsa olmaz konular bunlar ama ben pek ciddiye almıyorum. Eksikliğini kendisi fark edip çalışmak istediğinde çalışıyoruz. Biraz yönlendirme yapıyor olabilirim ama kendisi istemiyorsa hiç bir yönlendirme işe yaramıyor.


Çocuklara Merin’i uyutmaya yatağa gittiğimi, dişlerini fırçalayıp onların da gelmelerini istediğimi söyledim. Derin söylene söylene geldi. Hamileyken iki tane hamile yastığı yapmıştım. Birini hala Merin’le uyurken kullanıyorduk. Derin de bir kaç gün önce ikincisini almıştı. Derin yastığı alınca Serin de istedi. Benimkini Serin’e verdim. Fakat iki hamile yastığı çocukların yatakta sıkışmalarına sebep oldu. Derin sıkıştığı için yastığı istemedi. Tüm olan bitenden şikayet etti. Geceleri üşüdüğünü söyledi. Babası klimayı açıp sıcacık yatıyormuş. Uyurken camı açık bırakıyoruz. Bu şekilde temiz havayla daha sağlıklı uyuyoruz. Ayrıca odanın çok sıcak olmasını önlüyoruz. Uyumak için ideal olan 16-19 derece arası bizim için. Üstüne battaniye almasını ya da tişört yerine uzun kollu bişeyle yatmasını söylesem de kabul etmedi. Klimayla uyuyamayacaklarını biliyorum. Yine de 19 dereceye ayarlayıp pencereyi azıcık açık bıraktım. Aslında çocuklarım soğuğu değil, sıcağı sevmezler. Çocukları sıcak havanın hasta ettiğine inandığımdan bebekliklerinden bu yana soğuk odada yatırdım. Büyüdükçe giyinmeleri için müdahale etmedim. Derin’in üşüdüğünü söylemesi benim için çok alışılmadık. Umarım artık üşümez.



Derin şikayetlerini öyle komik dile getirdi ki dinlerken Serin’le güldük. Bugünlerde Serin’e “Derin yine çok konuşmaya başladı. Farkında mısın?” diyorum. Çünkü Serin, Derin’in konuşmasından kendisine fırsat kalmadığını söylüyor. Derin’in çok konuştuğunu söyleyince mutlu oluyor, gülüyoruz. Bugün de dile getirip güldük. Serin “Yeter artık. Sessiz ol da kitabımızı okuyalım.” dedi.


Serin’in isteğiyle Tilki Avı kitabını okuduk. Pettson ve Findus en ama en sevdiğimiz kitaplar. Çocuklar her seferinde gülüyor, keyifle dinliyorlar. Bir gün daha böylece sona erdi.

Son Yazılar

Hepsini Gör
Merin 1 yaşında!

Gece geçe kaldım. Çocuklar uyuyunca çalışma odasına kapanıp yazı yazdım, plan yaptım. Gündüz çocuklarla ve Merin’le yediğim yemeği...

 
 
 

Commenti


bottom of page