Fortnite oynayamazsın

29 Şubat 2024

Bu sabah Serin ve Merin’le uyandık. Derin sanırım hasta olduğu için 9.30’a kadar uyudu. Serin Merin’le oynadı. Ardından dışarı çıktık. Hayvanları besledik. Serin civcivleri dışarı çıkardı. Civcivlerin sorumluluğunu benimsemiş. Hiç hatırlatmam gerekmiyor. Büyük özenle bakıyor.

Aklıma geçen gün aldığımız arpacık yeşil soğanlar geldi. Çalışanımızdan toprağı ayaklı saksıya dökmesini istedim. Serin soğanları dikerken Derin de geldi. Beraber diktiler ve suladılar. Yılın ilk ekimini böyle yaptık.

Çocuklar dışarıda oynarken Merin’i uyutmak için içeri girdim. Bugün yürüyüşe gitmek yerine Merin’i yatağına yatırmaya çalıştım ama olmadı. Uyandı. Sabah uykusunu uyuyamadı. İlknur abla bugün geç geleceği için bizim almamız gerekiyordu. Çocuklarla İlknur ablayı getirdik.

Yolda Derin benimle konuşmak istediğini söyledi. Konu bilgisayar oyunuymuş. Fortnite  oynamak istiyormuş. Fortnite oyununun içeriğini pek bilmiyorum ama 13 yaş sınırı olduğunu duydum. Daha 11 yaşında olduğu için oynayamayacağını söyleyip konuyu kapattım. Ayrıca Nintendo tekrar hayatımıza gireli bir ay bile olmadan seçtiği üç oyunu değiştirmek istemesi bana bu bilgisayar oyunları dünyasının çocukları nasıl etkilendiğini, tüketime yönlendirildiklerini gösteriyor.

Ali uyanmıştı. Beraber kahve içtik. Bu sırada Derin bir süredir ilgilendiği Matematik kitabındaki soruları çözdü. Çarpım tablosunu bilmiyor. Bölme ve çarpmayı unutmuş. İşlemlerde çok zorlanıyor. Alışveriş yaparken ya da günlük hayatta hesap yapamadığı için çalışıyor. Soruları çözdükçe bu işin hoşuna gitmeye başladığını söyledi. Çarpım tablosunu kağıtlara yazıp duvara asmak istediğini söyledi. Derin’in günlük hayatta daha çok hesap yapmasını sağlayacak deneyimler oluşturmalıydım. Sürekli banka kartı kullanmak ve hesap yapmadan para harcamak çocukların öğrenmelerine yardımcı olmuyor. Artık nakit parayla alışveriş yapmayı, aldıklarımızın fiyatlarına dikkat etmeyi öğreneceğiz. Okulsuzluğu bu yüzden seviyorum. Otomatik pilotta yaşamak yok. Sürekli yeni yollara girmek, öğrenmek, değişmek, dönüşmek zorundayız.

Derin matematik çalışırken Serin de bir sürü tablo yapıp işlemlerle rakamlar yazmış. Sürekli yaptığı işlemleri gösterdi. Öğrenme ortamı, çevre bu sebeple önemli. Birbirimizden etkileniyoruz. Serin de matematik çalışmak istiyor.

Ali kahvaltı hazırladı, hızlıca yedik. Uzun zaman sonra Tina’yla buluşacağız. Tina’nın kurucusu olduğu kedi barınağı derneğinin üyesiyim. Çocuklarla haftada bir ziyaret edip neler yapabileceğimize bakıyoruz. Kahve içip sohbet ediyoruz. Çocuklar da İngilizce konuşmuş oluyorlar. Çocuklar barınağa gelen yeni kedilerle oynayıp güzel vakit geçirdiler.

Eve gelirken markete uğrayıp alışveriş ettik. Çocuklar pul çikolata görüp çok istediler. Beyaz ve sütlü çeşitleri vardı. Sadece bir tane alabileceklerini söyledim. Derin sütlü, Serin beyaz çikolata istedi. Kasaya gidene kadar aralarında konuşup birini seçmelerini istedim. Kasaya geldiğimizde iki çikolatanın da hala market arabasında olduğunu gördüm. Hangisini alacaklarını sorduğumda hala karar veremediklerini anladım. Anlaşabilecek gibi görünmüyorlar, hala aynı şeyleri söylüyorlardı. Çikolataları arabadan alıp ikisini de almayacağımızı söyledim. Hiç itiraz etmediler çünkü kasaya kadar karar vermelerini söylemiştim. Yorgundum. Sanırım ben de hasta oluyordum. O an çocukların arabuluculuğunu yapmak istemedim. Sorunlarını çözmek için düşünmelerini, yaratıcı olmalarını istiyorum.

Eve vardığımızda temizlik devam ediyordu. Günlerdir süren sadeleşme hareketine devam edip bir kaç eşyanın daha yerini değiştirdim. Çalışanlar evlerine gidince çocuklarla yemek yedik. Ali geç geleceğini söyledi. Bugün Serin oldukça hastaydı. Ben de hiç iyi hissetmiyordum. Serin ve Merin duşa girip şömine başında ısındılar.

Dün Derin hasta olduğu için moral filmi izlemiştik. Bugün de Serin için izlemeyi önerdim. Özel durumlarda film akşamlarını arttırabiliyoruz. Serin Fantastic Mr. Fox filmini seçti. Roald Dahl kitabından uyarlanmış. Çizginin dışında, çok keyifli ve oldukça başarılı bir filmdi.

Film bitince Derin duşa girmek istedi ama Serin uyuyacak gibiydi. Merin kucağımda uyuduğu için Serin koltukta uyursa yukarı çıkarmam zor olurdu. Derin’e bunu hatırlattığımda Serin’den uyumamasını rica etti. Serin de “Tamammm uyumam. Hadi gir duşa, bekliyorummmm!” dedi ama beklerken gözleri kapandı. Serin’i uyumadan kaldırıp yatağa çıkardım. Derin de geldi. Kitap okuyamayacak kaçar yorgun ve halsizim. Serin hemen uyudu. Derin de kitabını okuyup uykuya daldı.

Yatağa yatıp uyumaya çalıştıkça uyuyamadığımı, gittikçe kötü şekilde hasta olduğumu fark ettim. Serin ağlayarak uyandı. Burnu tıkanmış, kötü hissediyor. Serin’e burun spreyi getirmeye gittiğimde daha çok bağırmaya başlayınca Merin’i de uyandırdı. Çok yalnız ve çaresiz hissettim. Ali’nin böyle bir zamanda bile dışarıda arkadaşlarıyla olmasına çok kızdım. Arayıp gelmesini istedim. Geldiğinde artık ben her şeyi halletmiş, çocukları uyutmuştum. Bir gün daha böyle bitti ama diğer yandan kötü günler bu geceden sonra başladı.