top of page

Mucize filmi. "E ben bu okul konularını biliyorum!"

  • sesinakmaz
  • 20 Şub 2024
  • 4 dakikada okunur

13 Şubat 2024





Bu sabah evde herkes erkenci. Ali de kalktı. Aile sarılmaları, sohbeti yaptık.



İlknur ablanın çalışma günü. Evde temizlik var. Serin portakal sıkıp dondurma yapmak istedi. Fakat uyarmama rağmen portakal suyunu döktü. Halılar yeni yıkandı. Temizlik için iki günde bir yardım alıyoruz. Şimdiye kadar çocukların mutfakta özgürce çalışıp kirletmesine izin verdim. Şimdi eşlik edemediğim, temizleyemediğim, hatta kendi karnımı bile çoğu zaman doyuramadığım için bu dönem dikkatli olmalarını istiyorum. Ellerinden geleni yapsalar da olmuyor. Serin’den bırakmasını, Derin’in dökmeden devam etmesini istedim. Serin utanarak gidince de çok üzüldüm. Yakında eski günlere döneceğiz, biliyorum.






Çocukların bir zamanlar çok sevdiği Doktor Çantası kitabını Merin’e okumak için getirdim. Okurken çocuklar da katılıp dinlediler. Özlemişler bu kitabı. Kitaptan ilham alarak doktor hasta oyunu oynadılar. Önce Serin doktor oldu, sonra da Derin. Kahkaha ve bazen de öfkeli çığlıklarla oynayıp dışarı çıktılar. Bazen yaşları yakın olsa daha mı iyi oynarlardı diye düşünüyorum. Derin haklı olarak Serin’in oyunlarının küçüklere göre olduğunu düşünüyor. Yine de beraber oynamaktan büyük keyif alıyorlar.





Dışarda Merin’i dolaştırırken, Serin çamurlarda zıplıyor, yerleri kazıyordu. Merin’in uykusu gelince eve girip uyuttum. Merin yüzükoyun uyuyamıyor. Doğduğundan beri deniyorum ama burnunun üstüne yatıyor ve rahat edemiyor. Oysa Derin ve Serin gündüz uykularında yüzükoyun uyumayı çok severlerdi. Merin’in bu hali hep komik ve tatlı geliyor bana.




Ceketimin cebinde satranç piyonları buldum. Serin bugün piyonlarla oyun oynamış, ceketimi piyonlara ev, çadır ve türlü şeyler yapmak için kullanmıştı. Serbest, müdahalesiz oyun oynamalarını çok önemsiyor, görünce mutlu oluyorum.






Çocuklar biraz Nintendo oynadılar. Derin’le Nelly’yi gezdirmeye çıktık. Kedileri ve kazları besledik. Sohbet ettik.



Eve döndüğümüzde Serin şömineyi yakmak istedi. Evde bazen şömineyi yakmak için çekişme yaşanıyor. Derin itiraz edecekti ama bunun bir işe yaramadığını hatırlayıp sessiz kaldı. Serin çok başarılı şekilde şömineyi yaktı. Ali eve geldi. Sohbet edip yemek yedik.




Çocuklara Behiç Ak’ın Yüksek Tansiyonlu Çınar Ağacı kitabını okudum. Behiç Ak kitaplarını çok seviyoruz. Bunu da çok sevdik. Tarımla ilgili bilgisi olmayan bir balıkçılık kasabasında, çocukların gönülden bağlı oldukları tek ağacın kesilmesini ve yaşananları anlatıyor.



Bu akşam film gecesi. Filmi bu sefer ben seçmek istedim. Çoktandır merak ettiğim Mucize filmini izledik. Çocuklar ve Ali başta istemeseler de, hepimiz filmden çok etkilendik. Konusunu hiç bilmiyordum. Görünüşü yüzünden evde eğitim gören çocuğun okula başlayış hikayesini özellikle seçmişim gibi oldu, tam olarak aradığım şeyin üstüne bastım. Çocuklar öyle sevdiler ki, Serin ikinci filmi var mı diye sordu.


Derin, çocuğun evde eğitim görüp okuldakilerden çok daha fazla bilgi sahibi olmasından etkilendi. Çocuğun bilim bilgisi, okulun laboratuvarı gibi şeylere imrendiğini fark ettim. Aslında kendilerinin de bilimle uğraştığını ama bilimsel adlarını, belki de tam olarak ne yaptıklarını fark etmediklerini söyledim. Sanırım daha çok araştırıp onlara yaptıkları deneyler hakkında bilgi vermeliyim. Mesela sürekli oynadıkları bir oyundan bahsettim. Balon şişirme aletini açıp hava veren yere balon koyuyor ve havalandığı mesafeye bakıyorlar. Bu şekilde uçan balonlar ve toplarla oynamaktan büyük keyif alıyorlar. Havanın kuvvetiyle havalanan balonun, yer çekimiyle dengelendiği yerde durduğundan bahsettim. Derin “Evet, şimdi anlıyorum.” dedi. Sonra aklıma 7. sınıf okul fen dersleri konularına bakmak geldi.


1. Ünite: Güneş Sistemi ve Ötesi


2. Ünite: Hücre ve Bölünmeler 


3. Ünite: Kuvvet ve Enerji


4. Ünite: Saf Madde ve Karışımlar


5. Ünite: Işığın Madde ile Etkileşimi


6. Ünite: Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme


7. Ünite: Elektrik Devreleri


Konulara göz attık ve hepsi hakkında sadece merak ederek araştırma yaptığımızı fark ettik. Derin “E ben bunların hepsini biliyorum!” diyerek mutlu oldu. Ben de okul konularına ilk kez baktığımdan şaşırdım. Gerçekten de sadece yaşayarak tüm bu konularda bir şekilde çalışma, deney, araştırma ve okumalar yapmışız. Programlar izlemişiz. Biliyorlar ama adlandıramadıkları için kanıtlayamazlar. Onlara eşlik ve tanıklık etme görevini bu nedenle çok önemsiyor, farkındalıkla yerine getirmeye çalışıyorum. Günlük yazıp not tutma motivasyonumun bir sebebi de bu.


Derin bugün okula gitse, sorular okulun öğrettiği gibi, ezbere dayalı olduğundan cevaplayamaz sanırım. Özellikle Türkiye’de artık tamamen ezbere dayalı, yaşam becerilerinden uzak, gerçek hayat deneyimlerinin dahil olmadığı hatta zıttı bir sistem takip ediliyor. Bu yetmediği gibi eğitim sistemi kendi sınama teknikleriyle çocukları test edip puanlıyor. Maalesef durum filmde gösterildiği gibi değil. Amacımız okulda öğretilenleri çocuğa evde öğretmek değil, tamamen kendi ilgilerine göre yaşayarak, hayatın içinde deneyimlemeleri. Bildikleri sadece kendi işlerine yarayacak. Bu bilgiler bir sınavda başarılı olmalarını, bir testi geçmelerini sağlamaz. Boşa zaman kaybı olarak gördüğümden çocukları özellikle bu ezbere, sınav geçmeye dayalı bilgiden uzak tutuyorum.


Derin okul konularının ilgilendiği şeyler içerdiğini görünce okulistik gibi bir platformdan takip etmek istediğini söyledi. Uzun süre ilgisini çekeceğini sanmıyorum. Sadece yaşadığı eksiklik hissini gidermek istiyor. Çünkü bir mecburiyetten bir kaç gün okula gidecek olsa ne bilip bilmediği ölçülmeye çalışılıyor. Sistem öyle katı ve tek yönlü ki, öğretmenlerin de başka türlüsünü düşünmelerine izin vermiyor. Sanki verdiği formasyon eğitimi ve ünvanla eğitimcilerin beynini kendi doğrularıyla yıkıyor. Çocuk sistemin istediği haliyle ezbere cevap veremediği için eksik olduğu söylenebiliyor. Asla aynı fikirde olmasam da, büyük bir topluluk ve otorite bir öğretmenin karşısında bir çocuğun doğru bildiklerini savunması kolay olmasa gerek. Üyelik alıp deneyeceğiz. İhtiyacı doğrultusunda destek olacağım.



Çocuklar uyuyunca kalkıp konularına göre bilim kitaplarımıza, içeriklerine göz attım. Neler yapabilirim diye düşündüm. Ali’ye, çocukların her gün bilimle uğraştığını ama bilimsel olarak ne yaptıklarını bilmediklerinden bahsettim. Ali “Bu yaptıkları sınavlardan geçmelerini sağlar mı?” dediğinde hayır dedim. “Sesin ben de bugün bildiklerimi okul dışında, deneyerek öğrendim. Okulun öğrettiğini savunmuyorum. Ayrıca çocuklara olumsuz etkilerini biliyorum. Uzak dursunlar. Sadece diploma almak için ihtiyaçları olacak bilgiyi soruyorum.” dedi.


Üniversiteye gitmek için temeli olmalı derler ya, işte o temel bence sadece sistemin sorularına alışık olmaktan oluşuyor. Ne kadar çok sınava girer, ezbere soru kalıplarını ve cevaplarını öğrenirsek o kadar başarılı oluyoruz. Bunu yapmak için hayatta diğer bir çok kazanımdan vazgeçmek gerekiyor. Çocuğun aynı konuları başka türlü, kendi yolunda öğrenmesine alan açmayan bir yol bu. Ayrıca o konuyla değil, okulda işlenmeyen bambaşka bir alanla ilgilenmeyi de engelliyor. Eğer bir gün gerçekten diploma almak isterlerse, çok daha kısa süre çalışıp sınavlarda başarılı olabilirler. Burada benim için tek önemli olan şey çocuğun bunu istemesi. Bir insan istediği zaman yapamayacağı şey yok.



Serin bu akşam bulduğu eski bir Bilim Çocuk dergisiyle yatağa girdi. Bu sayıyı iyi hatırlıyorum. Dünya çapında kuleleri ve uzunluklarını okumuş, hatta bunlardan bir poster yapmıştık. Serin incelerken ilgisini çeken yerleri Derin’le paylaştı. Derin de Charlie Brown- Okul Dediğin Nedir? kitabını okuyarak uykuya daldı. Çok sevdiğim bir gün daha böyle bitti.

Son Yazılar

Hepsini Gör
Merin 1 yaşında!

Gece geçe kaldım. Çocuklar uyuyunca çalışma odasına kapanıp yazı yazdım, plan yaptım. Gündüz çocuklarla ve Merin’le yediğim yemeği...

 
 
 

Comments


bottom of page