Çocuklara güvenmemek -“Biliyorsan neden soruyorsun?”
- sesinakmaz
- 12 Tem 2024
- 7 dakikada okunur
10Temmuz 2024 Çarşamba
Bazen yazmaya devam etmek çok zor. Her gün yazmaya devam etmek… ne olacak ki, kim okuyacak? Bunca zaman alan, hatta zorlayan bir eylemi yapmayı neden sürdürüyorum? Kitap okuyabilir, akşamları bişeyler izleyebilir ya da bambaşka bişey yapabilirim. Kısa vadede yararını çok farkına varamadığımız eylemleri sürdürmekte zorlanıyoruz. Yazılarımı fotoğraflarla birleştirip albümler yaptığımı ve seneler sonra çocuklarla bunları okuduğumuzu hayal ettiğimde diğer her şeyi boşverip yazmaya devam etme gücünü buluyorum. Bazen ise yazmadan duramıyorum. Yazmak, anlatmak için öyle büyük bir itici güç hissediyorum ki duramıyorum.
Bu sabah Merin’in uyanmasıyla ben de gözlerimi açtım. Nelly sanırım ben uyandığım için heyecanlandı. Artık kalkma zamanının geldiğini düşünüp Derin’in yüzünü yalamış. Derin uyandırdığı için Nelly’ye çok kızdı. Eskiden biz Nelly’ye kızdığımızda çok üzülürdü. Şimdi kendisinin de sebepleri var. Büyüyor. Büyümek böyle bir şey. Uykunu bölüyorsa köpeğin mutluluğuyla neşelenmek yerine kızmaya başlıyorsun ya da büyüklerinin yaptıklarını model alıyorsun. Biz anne baba olarak köpeğin ya da kedinin bizi uyandırmasını hoş karşılamayız. Derin de öğrenip bizim gibi davranıyor.
Derin yatakta kitap okumaya başladı. Yataktan kalkıp kapıyı açtım, Nelly’nin dışarı çıkmasına izin verdim, aşağı koştu. Bir süre sonra Derin aşağı inince Nelly’nin halının üstüne kaka yaptığını fark etmiş. Nelly’yi sabah dışarı çıkarmak kendisinin sorumluluğu olduğu için temizlemenin de kendi sorumluluğu olduğunu biliyor. Söylene söylene temizledi. “Bir gün tatilim var, onu da mahvettin Nelly! Şimdi bir de halıyı temizlemek zorundayım! Kaybol! Gözüm görmesin!” gibi şeyler söyleyerek bağırdı. Çocuklar bu ay yoğun bir yaz programına başladılar. Yüzme, kano, kanyon yürüyüşü gibi etkinlikler haftanın dört günü zamanlarını alıyor. İngilizce, bateri ve piyanoya da devam ediyorlar. Özellikle ya programına katılmak istediler. Götürüp getirmek zor olsa da bir program içinde olmalarını, spor yapmalarını, bu sayede diğer çocuklarla görüşmelerini istedim. Bu dönem çocukların arkadaş ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorum. Derin bu yoğun program yüzünden bir gün tatili olduğunu ima ediyor. Artık tatil kavramını anlamsız bulduğumdan, Derin’in “Tatilde olmalıyım.” algısını yersiz buldum. Belki de tatil yapamadığım, yapmaya kalksam işlerin daha kötü olduğunu gördüğüm içindir. Şartlar el verdiğinde dinlenmek isterim ama günlerce, saatlerce değil. Geç uyanmak, yatakta öylece yatmak, tembellik etmek, ertelemek… bunlar bana iyi gelmeyen alışkanlıklar. Var olmak, gelişmek, sürdürmek için yola sürekli devam edilen bir hayat tarzı tercih ediyorum. Bir köpeğin varsa “Bir gün de dışarı çıkarmayayım.”diyemezsin. Bişeyleri sürekli, her gün yapmak zordur ama güçlendirir, rutin iyi gelir.
Derin balkonu yıkayıp temizledi. Nelly bu sefer de çamurlu ayaklarıyla gelip balkonu kirletti. Derin yine çok kızdı. Artık balkonu yıkayan Derin olduğu için olan bitene neden bu kadar kızdığımızı anlıyordur. Derin sekiz yaşlarındayken bir akşam Nelly’yi dışarı çıkarıp gezdirdim. Eve gelir gelmez halıya çişini yaptı. Serin bebekti, yeni yaptığımız evimize henüz bitmeden taşınmıştık. Çok fazla iş vardı ve yalnızdım. Köpeğimiz durumu zorlaştırıyordu. Eskiden olsa tüm köpek kitaplarını okurdum. Köpek eğitmekte iyiyimdir. Ama o dönem yeterince zaman ayıramıyordum, çocuklarla ilgilenmek önceliğimdi. Nelly’ye bu yaptığı için çok kızdım. Halının tekrar yıkanması gerektiğini söyledim. Derin bana “Anne Nelly mi önemli halı mı? Eşyayı bu kadar önemsemene üzüldüm. Nelly’yi çok seviyorum.” dediğinde çok utanmış, kızdığım için pişman olmuştum. Derin, balkonu kirlettiği için Nelly’ye kızdığında bunu düşündüm. Artık neden öfkelendiğimi anlıyor olmalı.
Serin’in uyandığını görüp yanına gittim. Sarıldım, öptüm. Bana hala uyuyormuş gibi numara yapıyor. Sevilmek hoşuma gidiyor, mutluluğunu görebiliyorum. Sabahları genelde “Halim yok.” diyor. Bu sabah da kendini koltuğa bırakıp benden anne çayı yapmamı ve mısır patlatmamı istedi. Lingokids uygulaması için de izin aldı. Bence bunlar hep tembelliğe bahane. Uyanıp hareket etmeli, yatarak enerjimiz yükselmiyor. Yarım saat Lingokids ile vakit geçirmesine izin verdim.




Derin makarna yapacağını söyledi. Sabah sabah makarna bence oldukça kötü bir fikir ama el yapımı olacağı için göz yumdum. Günlerdir bunu yapmayı istiyordu. Hamuru görünce Serin de katıldı. Fakat Derin Serin’in katılmasından, işine burnunu sokmasından memnun olmadı. Böyle olunca çok üzülüyorum. O an durumu ele alıp Serin’e fırsat vermek istiyorum ama Merin’e bakmam gerektiği için yapamıyorum. Derin’den Serin’e alan açmasını, hatalarına hoşgörülü olmasını istiyorum. Çok şey istediğimi farkındayım. Bunu yapmakta biz yetişkinler bile zorlanıyoruz. Belki de Derin’in hoşgörüsüzlüğünde kendimi görüp rahatsız oluyorum. Çocuklarım ileride anne baba olduklarında benim onlara yaptığım hataları çocuklarına tekrar ettiklerinde izlemek katlanılmaz olacak. Anneanne ve dedelerin çocuklarına değil de neden torunlarına hoş görülü olduklarını şimdi daha iyi anlıyorum. Derin ara ara Serin’e haddini bildirse de harika bir makarna yapmışlar. Derin yapmayı istediği işte gerçekten başarılı olabiliyor.
Onlar makarna yaparken evi toplamaya, temizlemeye devam ettim. Sürekli bunu yapıyorum. Hiç bitmiyor, bitecek gibi de görünmüyor. Hayatım çocukların dağıtıp kirlettiklerini temizlemekle kayıp gidiyor hissine kapılıyorum. Merin’i uyuturken bir kahve yapıp oturdum. Uzun zamandır okumak istediğim Atomik Alışkanlıklar kitabına başladım. Özellikle bu dönem farkına vardıklarım sebebiyle bu konu üstüne okumalar yapmak, derinleşmek istiyorum.
Kitabımı okurken Derin Tom Gates kitabını getirip okumamı istediğini söyledi. Neredeyse bir senedir okumam için ısrar ediyor. Önce istemedim ama bu kadar ilgisini çeken kitabı okumam gerektiğini düşünüp başladım. Benim için klasik bir çocuk çizgi romanı tadında ama bırakmayacağım. Derin’in ilgisini çeken şeyi anlamak istiyorum.
Merin uyanınca bişeyler yedik. Merin bugün keyifsiz. Sabah yine kaka yaptı. Acaba bir terslik mi var diye düşündüm. Mama sandalyesinde çok ağladı. Yıkamak için banyoya götürdüğümde de ağladı. Ama tüm suratı öyle çok yağ olmuş ki yıkamam gerekiyordu. Keyfi yerine gelince çocuklarla oynamaya başladı.
Çocuklara üst kattaki banyoyu temizlemem gerektiğini söyleyip yukarı çıktım. Serin yerde magnet bloklarıyla bir oyun kurmuş. Defalarca salonda yerde oyun kuramayacağını, Merin’in bozacağını söyledim. Odasında ya da başka bir odada, bir masanın üstünde kurabilir. Merin’in bozmasını engellemeye çalışıyor. Derin Merin’i oyalamaya, oynamaya uğraşıyor. Hava inanılmaz sıcak, klimalar soğutmaya yetmiyor. Hatta sanki hiç faydası olmuyor. Banyoyu temizlerken duşa girmiş kadar terledim. Sıcak daha çok yorgun hissetmeme sebep oluyor. Bu kadar zorlanırken ve Merin ağlamadan işimi bitirmeye çalışıyorum. Serin, Derin’in sakladığı etiketlerini alıp kaçmış. Aşağıda bağırıp koşturuyorlar. Merin’i göremediğim için endişeliyim. Ağlamaya başlarsa işim yarım kalacak. Çocuklara çok kızdım. Ali bazen çok boş zamanları olduğu için birbirlerine sardıklarını söyleyip daha çok sorumluluk vermemiz gerektiğini söylüyor. Böyle zamanlarda Ali’ye hak veriyorum. Benim bile çokça boş zamanım olduğunda bişeylere, birilerine takıyorum. Ali ye sarıyorum mesela, olmadık şeyleri düşünüp kafa yormaya başlıyorum. Meşgul olmalı insan. Meşgulken, bişeylerle uğraşırken o parlak fikirler geliveriyor insanın aklına. Çocukların ne istediklerini bulmak için kendilerine ait çokça zamanları olsun istiyorum ama yanılıyorum sanırım. En yaratıcı, üretken olduğum dönemler, üzerimde çok sorumluluk olan, kısa anların kıymetini daha iyi bildiğim, değerlendirmek için uğraştığım zamanlar. Boşken, çok fazla vaktim varken hiç üretken olamamışım. Çocukları meşgul ederim ama benim yapmam gereken işler olduğunda bazen böyle boşluğa düşebiliyorlar. Ailelerin çocuklarının hiç boş kalmasını istememe nedenleri bu olabilir mi diye düşündüm. Okuldan, etüte, haftasonu satrançtan futbola, piyanoya… Çocuklar gerçek işler yapmıyorlarsa, isteyerek, kendi sebepleriyle bir gruba katılmıyorlarsa bu meşgul etme işini zamanı boşa harcamak olarak görüyorum. Merin’le birinin ilgilenmesi gerekince bazı işlere dahil edemiyorum. Bugün banyoyu beraber temizliyor olsaydık sıkılmazlardı, hatta kahkahalarla gülüyor olurduk.
“Çocuklar bana bunu yapmaya hakkınız yok. Çocuk olabilirsiniz ama bu sorunlarınızı böyle çözmenizi gerektirmez. Bu kavgalarınıza maruz kalmak zorunda değilim. Daha geçen gün babanızla sadece tartışırken gerildiğinizi söylediniz. Bağırmadık, koşturmadık, birbirimizi tehdit etmedik. Bazen çok zor olsa da kendimiz için, sizin için, babanızla sağlıklı bir iletişim kurmak adına çok fazla çabalıyoruz. Bağırmak, haykırmak isterken kendimizi daha iyi ifade etmeye uğraşıyoruz. Sizin de kendinize, bize, birbirinize karşı sorumluluğunuz var. Sürekli aranızda doğru iletişimi sağlayacak, köprü olacak duygusal düzeyde olamıyorum. Şu an çok yorgunum, öfkeliyim, yardıma ihtiyacım var. Babanız gelince onunla bir güzel kavga etmemize ne dersiniz? Hatta her gün kavga edelim, birbirimizin hoşlanmadığı şeyler yapalım. Özellikle siz zor durumdayken evde işleri daha zorlaştıralım.” dedim. Serin hemen odadan çıkıp eşyasını Derin’e verdi, özür diledi. “Serin bunu sağlamak için sinirlenmem mi gerekiyor? Olayları buraya getirmekten hoşlanmıyorum.” dedim. “Üzgünüm anne.” dedi. Aslında yorulup sinirlenerek hata eden bendim. Masum görünen bir ceza bulup, kendimi mağdur göstermeyi iyi biliyorum. Merin’le oynadılar. Benim de işim bitmişti. Aşağı inip çocukları bateri dersine götürdüm.
Ali geldiğinde olan biteni anlattım. “Gerçekten kavga edicez sandım, korktum.” diye dalga geçti. Merin’i tekrar uyutmaya odaya çıktığımda, Ali çocukları bateri dersinden almaya gitti. Ali çocuklara “Anneniz benimle kavga etti, bana çok kızdı.” diye şaka yapmış. Serin “Biliyordum! Bize söylemişti!” diye cevap vermiş. Çocuklara yaptığımız bu tür şakaların oldukça kötü olduğunu söylemeliyim. Ali’yi eleştirmiyorum. Gülmek için hiç bir fırsatı kaçırmaz. Başlatmamalıydım.
Çocuklar eve gelmek yerine Ali’nin dişçi randevusuna gitmeyi tercih etmişler. Derin “Diş fırçalama motivasyonu sağlaması için geldim.” demiş. Dişçide bulunmak bile böyle bir motivasyon sağlayabiliyor. Yapılan işlemleri izlemişler, bekleme salonunda dergi okumuşlar, ekrandaki belgeseli izlemişler. Yurt dışında bir çiftliğin hikayesini izlerken verimi düşürdükleri için köstebeklerin öldürülmesine çok üzülmüşler. “Başka bir yol bulabilirlerdi.” dediler. Serin “Hem de bebek köstebekler anne!” diye isyan etti. Dinlerken ben de çok üzüldüm.
Köpek ve kedilere yemek vermek Serin’in görevi. “Serin hayvanlara yemek verdin mi?” dedim. “Evet verdim.” dedi. “Hayır vermedin. Biliyorum.” dedim. “Biliyorsan neden verdin mi diye soruyorsun?” dedi. Serin böyle bir cümleyi daha önce de kurmuştu. Yaptığımın ne büyük bir hata olduğunu fark ettim. Bunlar kontrol soruları. Gerçeği bildiğimiz halde bilmiyormuş gibi soru sormak iyi niyetli bir davranış değil, hatta oldukça kötü niyetli bir yaklaşım. Karşımızdakinin dürüstlüğünü test ediyoruz. Çocukların yalan söylemesine neden oluyor. Onlara güvenmediğimiz mesajını veriyoruz. “Serin bugün hayvanlara yemek vermeyi unuttun sanırım. Şimdi vermeye ne dersin? Ne zaman uygun olursun?” demek, çocuğun unuttuğuna güvenen, çocuğa güvenen, unutmasa vereceğine emin olan bir anne babanın iyi niyetli tavrını gösterir. Yemek vermediğini bildiğim halde bilmiyormuş gibi sormak ise “Yemeği vermedin, sorumsuzsun. Sorduğumda da bunu benden saklayacaksın, yaşan söyleyeceksin. Biliyorum çünkü sana güvenmiyorum.” mesajını veriyor gibi hissediyorum. Ben olsam böyle hissederdim. Geçmişte bana çok fazla yapıldı. Ailemin açığımı aradığını, bana güvenmediklerini, ufak hatalarımı anlayışla karşılamadıklarını, yargıladıklarını, bu sebeple hatalarımı gizlemeye, gerekirse yalana, sırlara başvurduğumu hatırlıyorum.
Ali akşam yemeğinde fırında tavuk yapacağını söylemiş. Çocuklar çok sevse de babaları diş operasyonu geçirdiği için “Baba sorun değil. Yiyemeyeceksen biz de yemek zorunda değiliz. Çorba gibi bişey yapar içeriz.” demişler. Ali böyle anlayışlı ve düşünceli oldukları için duygulanmış. Hep beraber keyifle yemek yedik.
Uzun zaman sonra Merin’le küvette yıkandık. Banyoda ağlamaya başladığı için yeni çareler arıyorum. Küvette çok eğlendik. Çocukların banyo oyuncaklarının içinde vantuzlu, suyla dönmesi için yapılan bir pervane bulup küvete yapıştırdım. Merin bununla oynamayı çok sevdi. Suyla döndüğünü fark etti, elimden su akan başlığı alıp, suyla döndürmeye çalıştı. Sonra eliyle vurarak döndürdü. Eskiden küvete girmeye üşenirdim. Zor gelirdi. Merin’le küvette zaman geçirmek çok eğlenceli. Bensiz olmayı kabul etmediği için böylece ikimiz de rahatça yıkanabiliyoruz. Serin küvete dayanamaz. Hemen mayosunu giyip bize katıldı. Yaptığı komikliklerle Merin’i güldürdü. Merin Serin’i görünce gözler parlıyor. Oyun ve eğlencenin geldiğini, bunu yaparken kendisine ilgi ve şevkatle yaklaşılacağını biliyor bence. Çünkü Serin Merin’e tüm bunları sağlıyor.
Biz küvetten çıkınca Derin duşa girdi. Herkes uykuya hazırlandı. Ben Merin’i uyuturken, çocuklar dişlerini fırçalayıp yatağa geldiler. Böylece günün sonuna geldik.
コメント