Çocuklarla yalnızken gün, bir yıl gibi verimli geçiyor
- sesinakmaz
- 26 Şub 2024
- 6 dakikada okunur
18 Şubat 2024

Bu sabah Merin yeni öğrenip çıkarmaya başladığı çığlık benzeri sesle hepimizi uyandırdı. Bugünlerde bunu yapmaktan büyük keyif alıyor.


Derin dünden beri Cedric okuyor. Çok sevmiş. Serin’i kitaba bakmaya çalışırken görünce sesli okumayı önerdim. Okurken çok eğlendik. Tekerlekli sandalye bölümü Derin ve Serin’in maceralarına benziyor. Ne zaman hastaneye gitsek bir bahaneyle tekerlekli sandalye alıp oynarlar.


Merin sabahları çocuklarla oyalanırken biraz etrafı toplayıp, mutfağı temizleyebilmeye başladım. Bu sabah da onlar oynarken evi biraz düzenleyip yerleri süpürdüm. İlknur anla yine hastalandığı için iki seferdir gelemedi. Toplamazsam kaos oluşacak.

Bu sırada Seyyah aradı. Derin de sabırsızlıkla beklediği için heyecanla online oynamanın yollarını aramaya devam ettiler. Dünden bu yana saatlerce uğraşıyorlar. Anne babaları olarak biz de araştırıyoruz. Hala bir yolunu bulamadık. Bu arada iletişim, araştırma, ingilizce kavramları anlama, anlamlarını öğrenme, arkadaşlık, bağ kurma gibi bir çok konuda kendilerini geliştiriyorlar.




Ali üç gündür yaptığı gibi uyanıp hemen Ekincik’e çalışmaya gitti. Hasta olacak gibiyim, korkuyorum. Merin kucağımda uyurken yürüyüşe çıkmadım, yazı ve fotoğraflarımla ilgilendim. Serin dün aldığımız dergileri açıp inceledi. Derginin konusu sanat. Benim ilgimi çektiği için içeriği benimle paylaştı. Araştırıp okuduğumuz, eserlerini taklit ettiğimiz sanatçıları gösterdi. Sonra kendi oyunlarına döndü. Lego ve oyun eviyle oynadı. Üç figürüne yatak hazırlayıp yatırmış. Hepsi hasta olmuş. Çok tatlı.


Derin arkadaşlarıyla online oynamanın yolunu bulamadı. Bugünlük vazgeçtiler. Önce Bilim Çocuk’un bu ayki dergisini inceledi. Uzaya giden ilk Türk başlığı uzun zamandır gündemimizde. Ardından dün gelen kitap kolisini açıp yeni kitapları inceledi.


Serin Nintendo oynamak istedi. Derin’in saatlerdir online oyun için uğraştığını, biraz ara vermelerini istediğimi söyledim. Serin gözlerini devirse de bir saat beklemeyi kabul etti. Dışarı çıktı. Merak edip bir süre sonra arkadasından çıktım. Kum havuzunda oynuyordu. Beni görünce hemen gelip yaptığı deneyi anlattı. Boş damacana şişesini toprağa sokup etrafını sulamış. Kendince toprağı havanlandırdığını söylüyor. “Soğuk, havadır anne. Soğuk bizi yönetiyor. Güneş bize fazla geldiğinde, havalandırma durumu çok önemli. Benim evden çıktığımı görmüşsündür. Aklımda bu fikir vardı. O yüzden dışarı çıktım ve bunu yaptım. Böyle şeyler geliyor aklıma, düşünüyorum.” dedi. Hayranlıkla dinledim. Ağaçtan bir portakal koparıp yemek için eve girdi.

Merin rota virüsünün ikinci dozu yapıldığından beri hiç alışık olmadığım bir ses çıkarmaya başladı. Hoşnutsuz gibi. Merin’den başka herhangi bir şeyle ilgilenemiyorum. Kahvaltı bile hazırlayamadım. Dün akşamdan kalan yemeği zar zor yedim.


Aklıma çadır ve top havuzunu çıkarmak geldi. Bu sayede oyalanır diye düşündüm ama düşündüğüm gibi olmadı. Neredeyse hiç bir şey Merin’i sakinleştiremiyor.
Bir saatin dolmasını dakikası dakikasına bekledim. Dolunca çocuklara “Hadi Nintendo oynama zamanı geldi!” dedim. Derin inanamadı, şaşırdılar. Onlar oynarken Merin’le yukarı çıkıp Colleen Kessler’ın Arka Bahçe Etkinlikleri kitabını buldum. Serin’in deneyi aklıma yeni şeyler getirdi. Kitapta karınca oteli yapma bölümünü okuyup hayata geçirmek için planlar yaptım. Bu arada Merin kucağımda ama durmuyor. Hem onu oyalamak, hem okumak hiç kolay değil. Uykusu geldiği için aşağı inip uyutmaya çalıştım.
Çocuklara bir saatin dolduğunu söylediğimde Derin “Ama ben oynamadım.” dedi. Serin “Ama yarım saat dolunca neden haber vermedin? Şimdi akşam oynayamam ki!” dedi. Bir saat oyun oynadılar ve mutlu değiller. Bu sebeple bu oyunların hayatımızda olmasını istemiyorum. Şimdiden Derin online oyunu çözmek için saatler harcadı. Günde bir oyun kuralı koydum. Sabah minecraft online meselesini çözmek için saatler harcandı. Öğlen bir saat mario odyssey oynandı. Derin bugün hiç oyun oynamadığını söyleyerek akşam Fifa oynamak istediğini söylüyor. Şimdiden kafaları karman çorman oldu bile. Hayat çok kısa. Bize keyif verirken hayatı anlamlandıracak yapabileceğimiz bir sürü güzel şey var. Bu aletler o güzel zamanı çalıyor. Yine de pes etmeden, yasaklamadan dayanmaya, durumu yönetmeye çalışacağım.
Merin bugün öyle huysuz ki, çocuklarla bişeyler yaparken uyandırma riskini göze alamıyorum. Kucağımda uyumasına teslim oluyorum ve hareket bile etmemeye çalışıyorum. Dünden beri başım ağrıyor, boğazım da pek iyi değil. Boynum tutulmuş. Çocuklarla yapmak istediğim bir sürü şey var ama yapamıyorum. Bebekli hayat bir çok açıdan okulsuzluk sürecini baltalıyor. Diğer yandan katkısı da azımsanmayacak kadar büyük. “Merin hayatımıza girdi. Bundan güzel süreç mi olur?” deyip avutuyorum kendimi. Ayrıca böyle yazınca “Hiç bir şey yapamıyoruz.” hissinin yerini “Aslında bir sürü anlamlı şey yapıyoruz.” alıyor.



Serin, Meşe Ağacındaki Ev kitabını aldığıma çok sevindi çünkü Marco Somà çizimlerini çok seviyoruz. Yediuyur Nerede Uyur? Ve Bir Dostluk Masalı kitapları en sevdiklerimizden.
Derin ise Marilu kitabını okuyup bitirdi. Bize de anlattı. Çok sevmiş. İkincisini de istedi. Bu kitabın üstünde 1 yazmasına rağmen başka kitabını bulamadık. Ayrıca gün içinde Jules’ün Bir Yılı kitaplarından da okudu. Okumaya başladığı zamandan bu yana Jules kitaplarını çok sever. Yenilerini almamıza memnun oldu. Bugün sanırım altı-yedi farklı kitap okudu.


Yerden Göğe Ağaçsın kitabını kitapçıda görüp not etmiştim. Ağaçları anlatan bu kitabı çok sevdim. Çocuklarla evimizin arkasındaki Kızılağacı okuduk.

Mutfak dağınık. Acıktık. Derin, eğer mutfağı toplarsam yemeğin sorun olmadığını, kendisinin hazırlayabileceğini söyledi. Mutfağı toplamak için Merin’le ilgilenmelerini istedim. Merin’i sandalyesine koyup kitap okumaya başladılar. Merin huysuzlandı haklı olarak ve sessizlik bozuldu. Bu kısacık anları çok seviyorum.
Merin durmuyor diye aceleyle ama aynı zamanda keyifle yemek yaptım. Yemek yapmayı, sağlıklı şeyler denemeyi çok özledim.





Merin’e bakarken çocuklar bir oyun canlandırmaya başladılar. Bu oyunu sık sık oynarlar. Derin babaanne oldu, Serin torunu. Bluey’in klasik yaşlılar bölümü gibi, zevkle oynadıkları bir oyun bu. Serin’e içeriği sağlıklı da olsa dondurma ve buz yediği için kızıyor ama bakkaldan ucuz abur cubur alıyor. Serin’in tabletiyle oynamasını istiyor çünkü kendisi de dizi izleyecek. Merin’i nazar boncuğu takmaya çalışıyor. Üşür bu çocuk diyor. Gülmekten kırıldık. Çocukların hiç beklenmedik zamanlarda doğaçlama tiyatro yapmaları muhteşem. Derin çok keyifli kısa bir oyun sergiledi bize. Merin’i alır almaz yemeği karıştırıp yine kitabına döndü. Biz yemek yerken Serin dışarda oynamayı tercih etti. Derin ise kitabını okudu.
Bir ara yangın tüplerinden konu açıldı. Derin eve yaygın tüpü koymamız gerektiğini söyledi. Mesela şöminenin camı patlasa anında müdahale etmemiz gerektiğini hatırlattı. Yandın tüplerinin yangını nasıl söndürdüğünü konuştuk. Önceden bu konuda deneyler yapmıştık. Mesela koladan çıkan karbondioksitin mumu söndürdüğünü görmüştük. Tüplerin içinde karbondioksit bulunduğunu düşündük. Ama araştırınca dört farklı tüp içeriğine rastladık. Derin benden yangın tüpü almamı rica etti. “Babama söyleme ama depodakilerden birini denedim. Artık çalışmıyor. Sanırım bitti.” dedi. Ayrıca yangın söndürme topu almak istiyormuş. Bu kadar merak ettiği için bununla ilgili denemeler yapabiliriz. Böylece yalnız başına kendini tehlikeye atmamış olur.



Bitkisel kahve sütlerinden almıştık. Derece kullanarak belirli bir sıcaklığa kadar ısıtıp çırpıyoruz. Tüm bunlar birer uygulamalı ders gibi bizim için. Derin bana kahve yaptıktan sonra kendilerine ballı içecek hazırladı.



Tiramisu tatlısını çok sevdikleri için daha sağlıklı alternatifini yapmaya başladık. Çocuklar bitirip dolaba koyunca Merin’i uyuttum. Biraz yaratıcı danstan sonra oynamak için dışarı çıktılar. Öyle güzel bir akşamüstüydü ki, ben de çıkmak istedim ama Merin çocukların sesinden uyanacak diye çıkamadım. Merin’i kanguruya koydum. Doğa defterimi ve kalemlerimi alıp Kızılağaç meyveleri ve yapraklarını çizdim. Doğa defterlerimizi seneler önce Derin’le kendimiz yapıp ciltlemiştik. Resim yapmak bana çok iyi geliyor. O sırada Ali geldi. Resim yaptığımı görünce “Ooo! Yine çok iyisin.” deyip beğenisini gösterdi.



Serin de resmimi görünce çok şaşırıp sevindi. Böyle olacağını biliyordum. Çocuklar sevdiğim şeylerle, özellikle sanatla uğraştıklarımı gördüklerinde çok mutlu oluyorlar. Boş sayfalara benim için resimler yaptı.



Derin şömineyi yakıp anlaştığımız gibi Fifa oynadı. Ali arkadaşlarıyla yemeğe gitti. Serin ve Merin top havuzunda oynadılar. Ali Merin’i salıncakta sallarken kahkahalarla güldürdü. Bunu ilk kez yaşadık.



Serin ve Merin duşa girip çıktılar. Duşa beraber girmeyi, oynamayı çok seviyorlar. Eskiden Derin ve Serin’in yaptığı gibi. Duştan çıkınca Serin’e yarım saat oynama sözü vermiştim. Merin’i giydirip kitap okurken çocuklar biraz daha oynadılar. Bitince yukarıya, dişlerini fırçalamaya geldiklerinde kulak misafiri oldum. Serin, Derin’e oyunda iyi olmadığını söylüyor, yakınıyordu. Derin odaya geldiğinde ne olduğunu sordum. Derin “Anne Serin bunu bana her gün yapar. Bana kötü olduğu şeyleri söyler. Benimle böyle flört eder. Benim ona iyi olduğunu söylememi ister ve düzelir. Bak şimdi dinle. Nasıl yapacağımı gör.” dedi. Flört kelimesini naz yapmak gibi kullanıyor. Gidip gerçekten de Serin’e oyunda çok iyi olduğuyla ilgili telkinlerde bulundu. Serin’in giderek modu yükseldi. Son zamanlarda Merin’i uyuturken çocuklar yalnız duş alıp diş fırçaladıları için bu muhabbetleri kaçırmışım. Çok ama çok tatlılar.
Yatakta ortalarına yatıp önce Derin’e sarıldım. Para hakkında konuştuk. Parasını iyi yönetmek istiyormuş. Bir gokart alma hayali varmış. Parasını bankada biriktirmek istiyormuş. Hatta bir de kart talep etti. Kredi değil banka kartı istedi. Kredi kullanmayacak, kendi parasını kullanacakmış. Faiz ve kur hakkında sorular sordu. Yatırımla ilgili bir çok fikri ve hayali var. Parasını Yöneten Çocuklar kitabını bir kaç kez okumuştuk. Sanırım artık daha fazla bilgi ve deneyime ihtiyacı var.


Derin’in konuşacak o kadar çok şeyi var ki, Serin sıkılıp “Derin kafam şişti. Sus artık ve kitabımızı okuyalım. Annem hala hiç bir şey okuyamadı. Merin’i uyandıracaksın.” dedi. Dönüp Serin’e sarıldım. Derin’in seçimiyle Pug’un Günlüğü’nü okuduk. Bir yıl gibi geçen bu harika gün böyle sona erdi.
Comments